Examples of using "Boven" in a sentence and their turkish translations:
Üst kattalar.
Onlar üst kata çıktı.
Tom yukarı katta.
Üst kata çık.
O üst katta.
O, yukarı gitti.
O benim üst katımda yaşıyor.
Tuvalet üst katta.
Banyo üst katta.
Yukarı gidiyorum.
Bu benim hayal gücümü aşar.
Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...
Bu beni aşıyor.
Temiz hava gibi bir şey yok.
Biz bulutların üstünde uçuyoruz.
- Foyası meydana çıkıyor.
- Takke düştü, kel göründü.
Uçağımız bulutların üzerinde uçuyordu.
Ay, ufkun üzerindeydi.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
Bu problem beni aşar.
El elden üstündür.
Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
Masanın üstünde bir lamba var.
Küçük masanın üzerinde ne vardı?
Bana ihtiyacın olursa üst katta olacağım.
Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.
Çatının üstünde ay gördüm.
Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
Onların yaşayacak bir evi yoktu.
Hadi, kalkalım!
Şu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
Hatırlamaya başlıyorum.
Yaşayacak evleri yok.
Sıcaklık geçen hafta sıfırın üzerindeydi.
Sadece buraya gel.
Yukarıdan nehir görülebiliyordu.
Bir asteroid, Rusya'daki Çelyabinsk üzerinde patladı.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
Tom yukarı bile çıkmadı.
Adacık su üstünde çıkıntı yapıyor.
Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.
Bizi dışarıdan ve yukarıdan bölmek
Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor
yukarı çıkıp nefes alabilesin.
Dağ, deniz seviyesinden 2000 metre yüksekliktedir.
- Onun İngilizcedeki yeteneği vasatın üzerinde.
- İngilizcedeki yeteneği ortalamanın üzerindedir.
Kapıyı kapattı ve üst kata çıktı.
Benim yıllık gelirim beş milyona yeni geçiyor.
Kızcağız on sekizini yeni aşmıştı.
Er ya da geç, şoku atlatacak.
ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,
Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.
Diğerlerinden üstün olan 72 hayvanı bulduk.
Bu muhtemelen iyi olur, yukarıda hava hava çok ısınmaya başlamıştı.
Kasaba deniz seviyesinden 1500 metre yüksekte yer alıyor.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz.
Bagajını üst kata taşımasına yardım ettim.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
Hiçbir şey ortaya çıkmadı.
üç shot bardağı ve bir şişe çıkardığında
Er ya da geç şoku atlatacak.
Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma.
Maskesi düştü.
Ailemin bir çerçeveli fotoğrafı masamın üstünde asılı.
Hadi piramitlere iç çamaşırımızla paraşütle atlamaya gidelim.
Buraya küçük bir platform yaptık, yani kardan yüksekte.
Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?
Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.
Er ya da geç gerçek ortaya çıkacaktır.
Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.
Üst raftaki şeye ulaşabilir misin?
Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.
Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.
O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.
Ama mevsimsel grip? 1'den sadece biraz fazla.
Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı.
İyi sağlık her şeyin en değerlisidir.
Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.
İki kere iki dört.