Translation of "‫أعرف" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "‫أعرف" in a sentence and their turkish translations:

- أعرف اسمه.
- أعرف اسمه

Onun adını biliyorum.

أعرف.

Biliyorum.

- أعرف اسمك.
- أنا أعرف اسمك

- Senin adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.

- أعرف أباك.
- أنا أعرف أباك

- Ben senin babanı biliyorum.
- Senin babanı biliyorum.
- Babanı tanıyorum.
- Babanızı tanıyorum.
- Senin babanı tanıyorum.
- Sizin babanızı tanıyorum.
- Ben senin babanı tanıyorum.
- Ben sizin babanızı tanıyorum.

- أعرف تلك الصبية.
- أعرف تلك الفتاة.

Kızı tanıyorum.

أعرف توم ولكن لا أعرف ماري.

Tom'u tanıyorum ama Mary'yi değil.

أعرف عنوانها.

Onun adresini biliyorum.

أعرف اسمه.

Onun adını biliyorum.

أعرف الحقيقة.

Ben gerçeği biliyorum.

- أعرف أولئك الفتيات.
- أنا أعرف هؤلاء الفتيات

Şu kızları tanıyorum.

- لا أعرف إسمه.
- أنا لا أعرف اسمه

Ben onun adını bilmiyorum.

لا أعرف شيئاً.

Bir şey bilmiyorum.

أعرف هذه المرأة.

Bu kadını tanıyorum.

أنا أعرف عنوانها.

- Onu adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.

أود أن أعرف.

Meraklıyım.

أعرف كل شيء.

Her şeyi biliyorum.

أعرف أخاك جيداً.

Erkek kardeşini çok iyi tanıyorum.

أنا أعرف أمك

Anneni tanıyorum.

أعرف كم عمرك.

Kaç yaşında olduğunu biliyorum.

أعرف أولئك الفتيات.

Şu kızları tanıyorum.

أعرف كل شيء .

Her şeyi biliyorum.

أعرف ذلك الولد.

Çocuğu biliyorum.

- لا أعرف ماذا أفعل.
- لا أعرف ما الذي عليّ فعله.

- Ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne yapılacağını bilmiyorum.

قلت: "أنا أعرف ذلك،

Ben de "O kadarını ben de biliyorum.

الفتاة باكية : لا أعرف

Kız: (Ağlayarak) -- Bilmiyorum.

‫أعرف جيداً ما سببها،‬

Ne olduğunu çok iyi biliyorum.

أنا أعرف هذا الشعور.

Bu hissi biliyorum.

أعرف أن الأمر مخيفًا.

Bu korkunç, farkındayım.

ولكنني أيضا أعرف لورين.

Fakat aynı zamanda Lauran'ı da tanıyorum.

وكان عليّ أن أعرف،

Şunu da bilmeliydim ki

أود أن أعرف اسمها.

Onun adını bilmek istiyorum.

لا أعرف كيف أشكرك.

Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

كأنني لم أعرف هذا!

- Sanki ben bilmiyordum!
- Sanki bunu bilmiyormuşum gibi!

أنا لا أعرف لماذا

Nedenini bilmiyorum.

أعرف أنك لست بغبي.

Aptal olmadığını biliyorum.

هي أكسل من أعرف.

- O, tanıdığım en tembel kişidir.
- O, bildiğim en tembel kişidir.

أعرف أنني أستحق هذا.

- Bunu hak ettiğimi biliyorum.
- Buna layık olduğumu biliyorum.

لا أعرف شيئًا البتّة.

Hiçbir şey bilmiyorum.

لا أعرف كم الساعة

Saatin kaç olduğunu bilmiyorum.

لا أعرف ماذا أفعل.

Ne yapacağımı bilmiyorum.

لا أعرف شيئاً بعد.

Henüz bir şey bilmiyorum.

أعرف كم هو يمهّك.

Onun, senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.

أعرف كم هي تهمّك.

Onun, senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.

أنا أعرف أن أتزلج.

Ben nasıl kayacağımı biliyorum.

لا أعرف ماذا سيحدث.

Ben ne geçeceğini bilmiyorum.

لو أنّني كنت أعرف!

- Keşke bilsem.
- Keşke bilseydim!

لا أعرف ماذا أقول.

Ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

أريد أن أعرف السّبب.

Nedenini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف رأيك.

Senin görüşünü öğrenmek istiyorum.

- لا أعرف‏.‏‏
- لا أعرف.

Bilmiyorum.

أعرف أن توم أصلع.

Tom'un kel olduğunu biliyorum.

- أنا أعرف أنكَ ما زلت تحبني.
- أنا أعرف أنكِ ما زلتِ تحبيني.

Beni hâlâ sevdiğini biliyorum.

‫لا أعرف كيف سيشتعل تحديداً.‬

Bunun nasıl yanacağından emin değilim.

لا أعرف كيف حدث هذا.

Bu nasıl oldu bilmiyorum.

وكنتُ أعرف شيئاً لا تعرفه.

çünkü karımdan bir şey saklıyordum.

صدقني أنا لا أعرف لماذا

İnanın bunun sebebini bilmiyorum

لا أعرف شيئًا عن ذلك...

orasını bilemiyorum...

لا أعرف عمر هذه المنطقة.

Bu yerleşimin kaç yıldır var olduğunu bilmiyorum.

أعرف رجلا يحسن تكلم الروسية.

Rusça'yı iyi konuşabilen bir adam tanıyorum.

لا أعرف كيف أقود سيارة.

Nasıl araba sürüleceğini bilmiyorum.

لا أعرف ما الذي سأفعله؟

Ne yapacağımı bilmiyorum.

- أعرف.
- أعلم ذلك.
- أنا أعلم

Biliyorum.

أعرف أنك كنت في بوسطن.

Boston'da olduğunu biliyorum.

لا أعرف شيئاً عن ماضيه.

Onun geçmişi hakkında bir şey bilmiyorum.

ليتني كنت أعرف أين هو!

Keşke onun nerede olduğunu bilsem!

أعرف جيم منذ كنت طفلاً.

Ben çocukluğumdan beri Jim'i tanıyorum.

لا أعرف أي شخص هناك.

Orada kimseyi tanımıyorum bile.

أنا أعرف أين يعمل توم.

Tom'un nerede çalıştığını biliyorum.

أنا أعرف من هو والدك.

Babanın kim olduğunu biliyorum.

لا أعرف هذا الحي جيدا.

Ben bu çevreyi çok iyi bilmiyorum.

لا أعرف متى سيكون هنا.

Onun ne zaman burada olacağını bilmiyorum.

سألتني أن كنت أعرف عنوانه.

Onun adresini bilip bilmediğimi sordu.

لم أكن أعرف توم جيّدا.

Tom'u çok iyi tanımıyordum.

أودّ أن أعرف بكم تمنها.

Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.

لا أعرف ما أفعلُهُ غداً.

Yarın ne yapacağımı bilmiyorum.

أريد أن أعرف ما سيحدث.

Ne olacağını bilmek istiyorum.

- كيف لي أن أعرف؟
- و كيف لي أن أعرف؟
- و كيف لي أن أعلم؟

Nereden bileyim?

ولكنني لا أعرف كيف أجعلهم يفهمون

Ama şunu anlamalarını nasıl sağlarım bilemiyorum,

من أين أعرف أنا (من نفسي).

Bunu nereden biliyorum kendimden.

ولكني لا أعرف تلك الأعمال أبداً.

ve ben hiç bilmiyorum öyle işler.

ليس لأنني أعرف الكثير عن الأمل.

umutla ilgili çok bir şey bildiğim için değil.

قلت: "ليس مكسورًا. أعرف الدوار المكسور."

"Hayır aynakolu sapasağlam. Eğrilmiş aynakolu nasıl olur bilirim."

كرجلٍ، لم أعرف الأشياء التي أجهلها.

Bir erkek olarak neyi bilmediğimin farkında değildim.