Examples of using "أعرف" in a sentence and their turkish translations:
Onun adını biliyorum.
Biliyorum.
- Senin adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.
- Ben senin babanı biliyorum.
- Senin babanı biliyorum.
- Babanı tanıyorum.
- Babanızı tanıyorum.
- Senin babanı tanıyorum.
- Sizin babanızı tanıyorum.
- Ben senin babanı tanıyorum.
- Ben sizin babanızı tanıyorum.
Kızı tanıyorum.
Tom'u tanıyorum ama Mary'yi değil.
Onun adresini biliyorum.
Onun adını biliyorum.
Ben gerçeği biliyorum.
Şu kızları tanıyorum.
Ben onun adını bilmiyorum.
Bir şey bilmiyorum.
Bu kadını tanıyorum.
- Onu adresini biliyorum.
- Kendisinin adresini biliyorum.
Meraklıyım.
Her şeyi biliyorum.
Erkek kardeşini çok iyi tanıyorum.
Anneni tanıyorum.
Kaç yaşında olduğunu biliyorum.
Şu kızları tanıyorum.
Her şeyi biliyorum.
Çocuğu biliyorum.
- Ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne yapılacağını bilmiyorum.
Ben de "O kadarını ben de biliyorum.
Kız: (Ağlayarak) -- Bilmiyorum.
Ne olduğunu çok iyi biliyorum.
Bu hissi biliyorum.
Bu korkunç, farkındayım.
Fakat aynı zamanda Lauran'ı da tanıyorum.
Şunu da bilmeliydim ki
Onun adını bilmek istiyorum.
Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.
- Sanki ben bilmiyordum!
- Sanki bunu bilmiyormuşum gibi!
Nedenini bilmiyorum.
Aptal olmadığını biliyorum.
- O, tanıdığım en tembel kişidir.
- O, bildiğim en tembel kişidir.
- Bunu hak ettiğimi biliyorum.
- Buna layık olduğumu biliyorum.
Hiçbir şey bilmiyorum.
Saatin kaç olduğunu bilmiyorum.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Henüz bir şey bilmiyorum.
Onun, senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Onun, senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
Ben nasıl kayacağımı biliyorum.
Ben ne geçeceğini bilmiyorum.
- Keşke bilsem.
- Keşke bilseydim!
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
Nedenini bilmek istiyorum.
Senin görüşünü öğrenmek istiyorum.
Bilmiyorum.
Tom'un kel olduğunu biliyorum.
Beni hâlâ sevdiğini biliyorum.
Bunun nasıl yanacağından emin değilim.
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
çünkü karımdan bir şey saklıyordum.
İnanın bunun sebebini bilmiyorum
orasını bilemiyorum...
Bu yerleşimin kaç yıldır var olduğunu bilmiyorum.
Rusça'yı iyi konuşabilen bir adam tanıyorum.
Nasıl araba sürüleceğini bilmiyorum.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Biliyorum.
Boston'da olduğunu biliyorum.
Onun geçmişi hakkında bir şey bilmiyorum.
Keşke onun nerede olduğunu bilsem!
Ben çocukluğumdan beri Jim'i tanıyorum.
Orada kimseyi tanımıyorum bile.
Tom'un nerede çalıştığını biliyorum.
Babanın kim olduğunu biliyorum.
Ben bu çevreyi çok iyi bilmiyorum.
Onun ne zaman burada olacağını bilmiyorum.
Onun adresini bilip bilmediğimi sordu.
Tom'u çok iyi tanımıyordum.
Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.
Yarın ne yapacağımı bilmiyorum.
Ne olacağını bilmek istiyorum.
Nereden bileyim?
Ama şunu anlamalarını nasıl sağlarım bilemiyorum,
Bunu nereden biliyorum kendimden.
ve ben hiç bilmiyorum öyle işler.
umutla ilgili çok bir şey bildiğim için değil.
"Hayır aynakolu sapasağlam. Eğrilmiş aynakolu nasıl olur bilirim."
Bir erkek olarak neyi bilmediğimin farkında değildim.