Examples of using "يختلف" in a sentence and their turkish translations:
kuluçka süresi değişiklik gösteriyor
Vaziyetlerimizin boyutu ve şartları farklı olacak
hücrelere göre direnç konusu farklılık gösteriyor
yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor
Zamanın herkes için farklı olduğu fikrini ortaya koydu
Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
Elmas dolu bir arazide yürümekten hiç de farklı değil.
Bu sezgi ve onu kanıtlamak arasında dağlar kadar fark var.
kandaki renk değişikliği,
Kıyafet konusunda ise Osmanlı döneminde biraz farklılık gösteriyor bölgelere göre
İşte herkesin zamanı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi zamanı içerisinde bir çok şimdisi vardır.