Examples of using "يحيط" in a sentence and their turkish translations:
peki, güneş sistemini çevreleyen
dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var
Çocuklarıma ''Etrafınızdakilerin farkında olun.'' derim.
Konu etrafımızı çevreleyen havadır.
Etrafındakilere bağışılıkları vardı.
Jezreel Vadisi'nin güneyinde Gilboa Dağı ve