Translation of "‫مئات" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "‫مئات" in a sentence and their turkish translations:

‫مئات الآلاف منهم.‬

Sayıları yüz binlerce.

أجريت معهم مئات المقابلات.

Yüzlerce buluşma gerçekleştirdim.

توم لديه مئات الكتب.

Tom'un yüzlerce kitabı var.

تضررت مئات المدن والقرى.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

وكذلك مئات الآلاف من الفنانين

benimle birlikte binlerce sanatçı da

أترى، منذ مئات الآلاف من السنين،

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

يحتوي بعضها على مئات النجوم فقط،

Samanyolu'ndaki milyarlarca yıldızın aksine

كتب توم مئات المقالات وعدّة كتب.

Tom yüzlerce makale ve birkaç kitap yazdı.

هذا يبدو كعقل شخص يبلغ مئات الأعوام

Bu, yüz yaşındaki birinin beyni gibi görünüyor.

كانت هناك مئات الحالات الجديدة كل أسبوع.

Her hafta yüzlerce yeni vaka vardı.

ولماذا يقوم مئات الاشخاص من حول العالم

Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan

‫مئات ساكنات الأرض الصغار...‬ ‫التي تستيقظ ليلًا...‬

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

تمت محاكاة هذا مئات المرات من قبل

Bunu daha önce yüzlerce defa simülasyonunun yapıldığı

دربنا مئات الأشخاص على إختيار وظيفة حقيقية.

gerçek mesleki kararların nasıl alınacağı hakkında yüzlerce insana koçluk yaptık.

تتوهج مئات الآلاف من الخلايا العصبية في الدماغ،

beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

مما يكلف مئات الملايين من الدولارات للسفينة الواحدة،

büyük bir gemiye

ر.ه: إنها بضع مئات الملايين، لا اعلم بالتحديد،

RH: Birkaç yüz milyon, aslında tam rakamı ben de bilmiyorum

لقد كان هناك مئات من القِرْدان في فروِهِ .

Onların kürkleri üzerinde yüzlerce kene vardı.

يوجد في جنوب الصحراء الكبرى مئات الملايين من الناس

Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve

على تطوير ألعاب فيديو لأجل مئات الملايين من المستخدمين،

yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

‫هذه الخفافيش الصغيرة‬ ‫تقطع مئات الكيلومترات في الهجرة سنويًا،‬

Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...

المناطق اعتمدت على مدار مئات الاعوام على زراعة الواحات

yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir

على بعد بضعة مئات من الأميال في دايتون أوهايو،

Birkaç yüz mil uzaklıkta Dayton Ohio'da

جنى بعضهم الملايين، إذا لم تكن مئات الملايين، من الدولارات.

bazıları milyonlarca dolar kazanmışlardı.

‫كل عام، مئات الناس يأتون‬ ‫لجمع هذه الكنوز من الأعماق.‬

Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.

قد يكون للشاب مئات الآلاف من الأصدقاء على مواقع التواصل الاجتماعي،

Genç bir insanın sosyal medyada yüzlerce arkadaşı olabilir

هناك مئات الآلاف من النّساء في السّجون الأمريكيّة في أيّة لحظة.

Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir zamanda hapiste yüz binlerce kadın var.

يتم النظر إلى هذه بريبة هذه الأيام لأنها كتبت بعد مئات السنين

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl

كنتُ لأحب كتابة مئات الجمل في تتويبا، لكن، عندي أشياء عليّ عملها.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

لكن هناك مئات الملايين من الأشخاص الذين يشاهدون في المنزل على أي حال،

fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar

يحتوي قسم التاريخ على مئات العناوين التي تغطي كل شيء بدءًا من الإنسان الأول وعصور ما قبل التاريخ ..

dünya savaşlarına ve ötesine kadar her şeyi kapsayan yüzlerce başlık içerir