Examples of using "مارك" in a sentence and their turkish translations:
Mark Zuckerberg
Mark Zuckerberg fikrimi çaldı!
Mesela hep en iyi yanımı ortaya çıkaran,
"Buradayım, Mark" dedim.
Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.
Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.
hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu
Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,
Mark Pollock: Aslında, kimliğimi yeniden kurmayı başardım.
MP: Biliyor musunuz, bu hafta Simone'a diyordum ki
Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.
Nehrin ilk dönemecinde, Mark'ın cerrahı
Venedik'teki San Marco meydanı yazın hep turist kaynıyor.