Translation of "قابلت" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "قابلت" in a sentence and their turkish translations:

قابلت متطوعي Sulukule.

Sulukule Gönüllüleri ile tanıştım.

لقد قابلت ناسا رائعين جدا!

O kadar tatlı insanlarla tanıştım ki!

قابلت السكان المحليين وقابلت المزارعين.

Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.

قابلت رجلاً عجوزاً قرب المحطة.

İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.

قابلت سالي هاري في المحطة.

Sally istasyonda Harry ile karşılaştı.

ويرجى إخبار الجميع بأنك قابلت السلطات

Ve lütfen yetkililere görüştüğünüz herkesi bildirin

قابلت توم في المكتبة يوم الاثنين.

Pazartesi günü kütüphanede Tom'la buluştum.

سيمون جورج: قابلت مارك عندما كان ضريراً.

Simone George: Mark'ı ilk gördüğümde görme engelliydi.

- قابلت امرأة عجوز.
- صادفت سيدة كبيرة السن.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

أذكر أني قابلت ذلك الرجل من قبل.

O adamla daha önce tanıştığımı hatırlıyorum.

عندما قابلت مارك طلب مني أن أعلّمه الرقص.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.

- رأيت بوب هذا الصباح.
- قابلت بوب صباح اليوم.

Bu sabah Bob'ı gördüm.

من ديار بكر إلى بروكسل قابلت أناسًا عظماء في طريق،

Diyarbakır'dan Brüksel'e uzanan bir yolda harika insanlarla tanıştım,

‫ثم قابلت هؤلاء الرجال‬ ‫الذين كانوا على الأرجح‬ ‫من أفضل مقتفي الآثار في العالم.‬

Muhtemelen dünyadaki en iyi izcilerden olan bu adamlarla tanıştım.