Translation of "عمرها" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "عمرها" in a sentence and their turkish translations:

عمرها 12 سنة.

On iki yaşında.

عمرها يناهز الأربعين.

O yaklaşık olarak 40 yaşında.

عمرها ثمانية سنوات.

O sekiz yaşında.

ما عمرها برأيك؟

Onun kaç yaşında olduğunu düşünüyorsun?

في الأيام الأخيرة من عمرها،

Büyükannemin yaşamının son günlerinde

الخفافيش عمرها 54 مليون سنة

yarasalar 54 milyon yaşında

عندما أصبحت في ال18 من عمرها،

Jane 18'ine geldiğinde

وقابلنا فتاة فرنسية عمرها خمس سنوات،

5 yaşında Fransız bir çocukla karşılaştık

هيلين في السابعة عشر من عمرها.

Helen on yedi yaşında .

أصبح عمرها واحداً و ثمانين سنة.

O seksen bir yaşına girdi.

هذا الدماغ لسيدة كان عمرها 43 سنة

Bu beyin, 43 yaşındaki bir kadına ait,

وهي في الثانية أو الثالثة من عمرها.

İki ya da üç yaşlarındaydı.

أي أن قدسية المنطقة عمرها 12.000 سنة.

yani bölgenin kutsallığı 12.000 yıllık

سيصبح عمرها سبعة عشر عاماً السنة المقبلة.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

تصفيفة شعرها تجعلها تبدو أصغر من عمرها.

Onun saç sitili onu yaşından daha genç gösteriyor.

تبدو في الستينات من عمرها على الأقل.

O en az altmış görünüyor.

- قالت أن عمرها عشرين سنة لكنها كانت تكذب.
- قالت أن عمرها عشرين سنة لكن هذا غير صحيح.

O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

‫6 جراء حديثة الولادة،‬ ‫عمرها بضع ساعات فقط.‬

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

إنها أقدم خدعة في السحر عمرها حوالي 2000 عام،

Bu, 2000 yıldan uzun süreyle, sihrin en eski numarası

لا بد أنها ما زالت في العشرينات من عمرها.

Hâlâ yirmili yaşlarında olmalı.

أتت إلى طوكيو عندما كان عمرها ثمانية عشر عاماً.

O, 18 yaşındayken Tokyo'ya geldi.

اعتدى فاضل بطريقة وحشيّة على فتاة عمرها تسع سنوات.

Fadıl dokuz yaşındaki bir kıza vahşice saldırdı.

‫نحن في شهر مايو،‬ ‫والجراء بلغت من عمرها الآن 4 أشهر.‬

Aylardan mayıs ve yavrular şu an dört aylık.

نتيجة التحقيقات التي أجريت في الصخور التي يبلغ عمرها مليون عام

milyon yıllık kayaçlarda yapılan incelemeler sonucunda ise