Translation of "حية*" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "حية*" in a sentence and their turkish translations:

ألا تزال السمكة حية؟

Balık hâlâ canlı mı?

ما زالت الحشرة حية.

Böcek hâlâ canlı.

‫شعرت بارتياح شديد لأنها كانت حية وتتنفس.‬

Hayatta olduğunu, nefes aldığını görünce içim rahatladı.

وعلى العكس من ذلك، هناك سير ذاتية حية

Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,

‫وما رأيته تاليًا،‬ ‫إذ إنها جرفت الوكر، وهي بالكاد حية.‬

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

أعمق نقطة داخل الأرض حتى الآن وجدنا فيها كائنات حية ميكروبية

Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz

فيما يُعرف ب "الانتقال الفوميتى" *انتقال عن طريق أجسام غير حية*

Buna fomit bulaşma denir.

- لولا حزام الأمان لما بقيت على قيد الحياة.
- لولا حزام الأمان لما كنت حياً الآن.
- لولا حزام الأمان لما كنت حية الآن.

Eğer emniyet kemeri olmasaydı şu an hayatta olmazdım.