Translation of "الوديان" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الوديان" in a sentence and their turkish translations:

‫الوديان الضيقة تضيق بشدة هنا.‬

Kanyon yarığı burada gerçekten daralıyor.

عبر هذه الوديان العميقة، والأراضي المعزولة.

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

‫تغرق الوديان العميقة في ظلام دامس.‬

...derin vadiler karanlığa gömülüyor.

‫ترى كم أن هذه الوديان الضيقة محيرة.‬

Bu kanyonların ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu görüyorsunuz.

‫وهي الوديان الشديدة الحرارة ‬ ‫التي تمتد على مرمى البصر.‬

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var.

‫وهي تشق طريقها عبر الوديان.‬ ‫وهذا يجعل من اتباعها أمراً جيداً‬

Kesilir ve yollarını vadileri oyarak açarlar. Bu takip etmek için iyidir,

‫وهي الوديان الشديدة الحرارة ‬ ‫التي تمتد على مرمى البصر.‬ ‫جروف الحجر الرملي شديدة الانحدار،‬

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla