Examples of using "المجر" in a sentence and their turkish translations:
Mari, Macaristan'daydı.
Kısa bir tartışmadan sonra Rahovoda halk Macaristan Kralı'na teslim olmayı kabul etti
Bu zekice diplomatik hamle sayesinde Sultan, Macarlara karşı güçlü bir destek kurmuş
Macar Kralı başlangıçta, düşmanın Macar topraklarında ilerleyerek Bayezid'in birliklerini yenmeye çalıştığı bir savunma stratejisini tercih etti.
Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti
Ancak kendisi ağır kayıplara uğradı
Vlad Osmanlı sarayını Macar tarafına katılmak için terk etti. Burada geçirdiği yıllarını hiç unutmayacaktı