Translation of "القول" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "القول" in a sentence and their turkish translations:

يمكننا القول بأن التأمل

meditasyonun

يصر على القول "أ"

'A' demekte diretiyor

لكن لا يمكننا القول

Fakat söyleyemiyoruz

ثم يمكننا القول بأننا نتأمل،

ve meditasyon yapıyoruz diyebiliriz.

إذا سألت لماذا هذا القول

Bunu niye anlatıyor diye soracak olursanız

يمكننا القول أنهم يستريحون رسميًا.

resmen dinleniyorlar diyebiliriz.

من المستحيل القول بشكلٍ قطعي.

Kesin olarak söylemek imkansız.

أيمكنني القول بأنّك فتاة جميلة؟

Sizin güzel bir kız olduğunu söyleyebilir miyim?

يمكن القول أنّه كان للمرأة السلطة.

Bazı kısımlarda kadınlar daha üstündü.

واستطيع القول أن هذا أدى إلى

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

لا أعلم إن كان بإمكاني القول

anlatabildim mi bilmiyorum

قبل القول أن هذا التنازل جدير بالتنفيذ.

sana hangi önemli faydayı sağlayacağını bil.

أستطيع القول الآن كم يحدونا الأمل للغاية،

bunun oldukça umut vadedici olduğunu,

يمكننا القول أن الفيروس الصيني يكاد يضرب

Çin virüsü neredeyse yendi diyebiliriz

أن تسمع هذا القول طوال الوقت، لأنه حقيقي.

Bunu her zaman duyarsınız, ama bu doğru.

في الواقع، يمكننا أن نذهب إلى حد القول

Hatta şunu da söyleyebiliriz,

يمكننا القول أن آيا صوفيا مغطاة بالرخام تقريبًا.

Ayasofya neredeyse mermer ile kaplı diyebiliriz

ذهبت وقمت بالأمر، وأصدقكم القول شعرت بشيء غريب.

Gittim, yaptım ve harbiden acayip bir duygu hissettim.

لا يمكننا القول أنه لا يوجد مخلوق غير ضروري

hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz

- إنه صادق دائماً.
- دائماً ما يصدق.
- يصدقنا القول دوماً.

O her zaman gerçeği söyler.

لا يكفي القول عن لغة أنها عالمية، لتصبح كذلك.

Bir dilin uluslararası olabilmesi için öyle olduğunu söylemek yeterli değildir.

حسناً ، فقد كنت بحال جيد، لكني أريد أن أواصل القول

Ben iyiyim ama biraz daha ileri gidip şunu söyleyeyim,

الآن يمكننا القول أننا لم نر أي غرابة أو لغز.

şimdi biz ne tuhaflık gördük nede gizem gördük diyebilirsiniz

يمكننا القول أنه يوجد حيوان واحد فقط يعيش في العالم

dünyada tek hayvan besleyen canlı insan diyebilirz

في الواقع ، يمكننا القول أنه لا يوجد آلة وقت الآن.

Aslında şu anda zaman makinesi diye bir şey yok diyebiliriz

يمكن القول أن الخطة جريئة تمامًا كما كان عبور جبال الألب

Planın kendisi tartışmalı bir şekilde Alp'leri geçmek kadar gözü pek bir karar.

عندما تتعلم شيئًا ما ، يمكنك القول أن هذه المعلومات صحيحة تمامًا.

Bir şey öğrendiğinizde ya bu bilgi kesin doğrudur deyip bunu

من منكم يستطيع القول انه عمل لي اكثر من عملي لكم

Aranızdan kim benim onun için çalıştığımdan daha çok benim için çalıştığına inanıyor?

وغني عن القول ، بحلول عام 1460 ، كانت المؤسسة السكسونية في ترانسيلفانيا غاضبة

1460 yılına gelindiğinde, Transilvanya Saxonları Vlad'a karşı öfkelerini

يمكنك القول أن كلّ واحدة من هاتين الكرتين لها نفس وزن الأخرى.

Siz bu topların her ikisinin de aynı ağırlıkta olduğunu söyleyebilirsiniz.

في هذه الحالة ، يمكننا القول أنه لا يوجد مفهوم للماضي والمستقبل. لديها فقط المفهوم الآن.

Bu durumda geçmiş ve gelecek kavramı yok diyebiliriz. Sadece şimdi kavramı var.

في هذه الحالة ، يمكننا القول أن الروح فقط هي التي تخرج إلى الرحلة الزمنية ، أي أن الجسد يبقى ويذهب الروح.

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider