Translation of "الحبل" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "الحبل" in a sentence and their turkish translations:

‫حررها من الحبل. سأرفع الحبل الآن.‬

Halatı çözdü, onu topluyorum.

‫أنزلت الحبل.‬

İpi sarkıtalım.

أين الحبل؟

İp nerede?

‫سنحتاج لهذا الحبل.‬

Bu halata ihtiyacımız olacak.

لكن أحدهم يأخذ الرجل على الحبل ويأخذه على الحبل

ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür

لقد تم قص الحبل.

İp parçalandı.

‫حسناً، سنحاول تسلّق الحبل.‬

Tamam, halata tırmanmayı deneyeceğiz.

‫وضعة خوذتي.‬ ‫أنزلت الحبل.‬

Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.

‫وضعت خوذتي.‬ ‫أنزلت الحبل.‬

Pekâlâ, kaskımızı takalım. İpi sarkıtalım.

‫الحبل يتحملني حتى الآن.‬

Şimdiye kadar tuttu.

‫حسناً، لنتخلص من هذا الحبل.‬

Pekâlâ, halatı çıkartalım.

‫أرجو أن يصل هذا الحبل.‬

Umarım bu halat oraya ulaşır.

‫أخرج الحبل واربطه في الشجرة.‬

Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.

‫هل نجرب حظنا مع هذا الحبل؟‬

Bu hatla şansımızı mı deneyelim,

‫حسناً، قمت بتثبيت الحبل.‬ ‫أنا مستعد!‬

Pekâlâ, halatı bağladım. Atlamaya hazırım!

‫حسناً، لنربط هذا الحبل ونستعد للهبوط.‬

Tamam, bu halatı bağlayıp hazırlanalım.

‫حسناً، تماسك الحبل،‬ ‫وهبطنا في الوادي.‬

Tamam, halat bizi çekti ve kanyona indik.

ألفي عام من عمل الحبل السري

göbeklitepeyi yapan insanlar 2000 yıl

‫سألف الحبل حول هذه.‬ ‫وأضع هذا هناك.‬

İpi etrafına dolayacağım. Şuradan geçirelim.

‫تشبث بهذا.‬ ‫ادع الله أن يتحمل الحبل.‬

Şuna bağlanalım. Dua edin de halat beni taşısın.

‫أنت المسؤول. دعنا نربط الحبل.‬ ‫هنا ربما؟‬

Yetki sizde. Hadi bu halatı bağlayalım. Belki şunun çevresine.

‫هل نهبط باستخدام الحبل إلى الأسفل مباشرة؟‬

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,

تخيل الفتيات يقفزن الحبل في ذلك الشارع

o sokakta ip atlayan kız çocuklarını düşünün

‫سأستعيد هذا الحبل سريعاً‬ ‫ثم أغادر هذا المكان.‬

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

‫وفجأة تقطع الحبل.‬ ‫ستكون هذه هي سقطة الموت.‬

kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

‫ثم خندق صغير‬ ‫بحيث يخرج الحبل من هنا.‬

Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.

‫إنها تلك اللحظة التي تضع وزنك على الحبل.‬

Ağırlığınızı ona bıraktığınız an.

‫سنستخدم هذا الحبل،‬ ‫ونجد أي شيء نربطه به،‬

Bu halatı kullanıp onu bağlayacak bir şey bulacağız

‫حسناً، سأستخدم هذا الحبل،‬ ‫وأربطه حول هذا الحجر،‬

Pekâlâ, bu halatı kullanıp şu kayaya bağlayacağım

‫ويمكنني أن أستخدمه إذن‬ ‫لحماية الحبل من الحافة.‬

Bunu şu amaçla kullanacağım, halatı, sivri köşelerden korumak için.

‫وسأقوم باستعادة الحبل فحسب،‬ ‫ثم نمضي في طريقنا.‬

ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

‫هل نهبط باستخدام الحبل إلى أسفل مباشرة؟‬ ‫أو نحاول المضي في طريقنا ‬ ‫من دون استخدام الحبل ونحاول الهبوط الحر؟‬

Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim, halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

‫حسناً، سنستخدم هذا الحبل،‬ ‫حول هذه الصخرة، وأهبط باستخدامه‬

Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim

‫انظر، هذا الحبل هو بالتأكيد‬ ‫جزء من مسار السلسلة الباردة.‬

Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.

‫ربما هذا الخيار أكثر أماناً.‬ ‫أعرف أين كان هذا الحبل.‬

En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.

‫يجب أن أحاول وضع الحبل...‬ ‫فوق أحد هذه الغصون العالية.‬

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

‫سنستخدم بعض حبال المظلات كذلك،‬ ‫للمساعدة في وضع هذا الحبل.‬

Halatı atmaya yardımcı olması için paraşüt kordonunu da kullanacağız.

‫اختر "الحلقة التالية".‬ ‫حسناً، أتريد أن أُربط الحبل بهذه الصخرة؟‬

"Sonraki Bölüm"ü seçin. Pekâlâ, bu kayaya bağlamak mı istiyorsunuz?

‫أرجو أن يظل هذا الحبل ‬ ‫سليماً فوق هذه الحواف الحادة.‬

Umarım halat sivri köşelerde sorun çıkarmaz.

‫سنحاول تمرير الحبل للجهة الأخرى ‬ ‫ونجعله يعلق في أحد الشقوق.‬

Bu ipi karşıya atıp onu bir yarığa sıkıştırmayı deneyeceğiz.

‫ولكن هذه هي أكبر صخرة ‬ ‫وجدتها هنا لأربط الحبل بها.‬

ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.

‫حسناً، سأستعيد الحبل.‬ ‫ثم نذهب ونحاول تحديد مكان ذلك الشيء.‬

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

‫إن أردت عبور الحبل، اضغط "يساراً"‬ ‫ثم اضغط على زر "الموافقة".‬

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

‫المشكلة هي، ‬ ‫أن هذه الصخور الحادة ‬ ‫بإمكانها أن تقطع الحبل كالسكين.‬

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

‫إن أردت عبور الحبل، انقر "يساراً".‬ ‫وإن أردت التدلي بالحبل، انقر "يميناً".‬

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için "Sağ"a tıklayın.

‫إن أردت عبور الحبل، اختر "يساراً".‬ ‫وإن أردت التدلي بالحبل، اضغط "يميناً".‬

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için de "Sağ"a tıklayın.

‫أو نستخدم هذا الحبل، ‬ ‫ونحاول أن نجد ما نربطه به،‬ ‫وأهبط بواسطته.‬

Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.

‫أو نحاول المضي في طريقنا ‬ ‫من دون استخدام الحبل ونحاول الهبوط الحر؟‬

halat olmadan serbest şekilde mi aşağı inelim?

‫لست واثقاُ بنسبة 100 بالمئة من متانة الحبل.‬ ‫وكم مضى على وجوده هنا.‬

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

‫ذراعاي للتوازن فحسب.‬ ‫يتيح لي لف الحبل حول قدمي ‬ ‫أن أدفع نفسي للأعلى.‬

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

‫الخيار الثاني هو أن أستخدم الحبل الخاص بي،‬ ‫وأن أربطه وأهبط من الجرف باستخدامه.‬

Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.

‫إذن تعتقد أن الطريقة الأفضل‬ ‫هي استخدام هذا الحبل للعبور.‬ ‫حسناً، هيا. ها نحن ذا.‬

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

يبلغ عمق النهر نحو ستة أميال في بعض الأماكن والطريقة الوحيدة لعبوره هي الحبل والبكرة

Nehir bazı bölgelerde altı mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu bir kasnak ve bir ip kullanmak.

‫في هذا النوع من التدلي بالحبل ‬ ‫تريد أن يكون لديك شيء‬ ‫يحمي الحبل من الصخور الحادة.‬

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.