Examples of using "التنبؤ" in a sentence and their turkish translations:
Doğru bir şekilde tahmin edemem.
Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz
Eğer kristal küreniz olmuş olsaydı ve sonucu öngörebilseydiniz
Bölgedeki Soğuk Savaş, asla öngörülemeyecek bir hal almış durumda.
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün
bu düşüncelerin, davranışların zayıf öngürücüleri olduğu