Examples of using "ولو" in a sentence and their turkish translations:
kendilerine onur ve saygıyla
bazı iş yerleri var.
O, bana tek bir kelime bile söylemedi.
Sen gitmesen bile ben oraya gidiyorum.
Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.
Eğer kristal küreniz olmuş olsaydı ve sonucu öngörebilseydiniz
Yakalarsam, sadece birkaç damla mürekkep kullanmam yeterli,
hapishanede olmanın ne demek olduğunu biraz konuşalım.
Ama bir tane bile fire verirsek ne olacak biliyor musunuz?
Ömrümün geri kalanını alsa bile senden intikamımı alacağım.
Eğer insanlarla ilişki kurmanın çaba isteyeceğini düşünüyorsanız
Bilirsin ki iyi bir karışımla çok sağlıklı bir diyetin olabilir.
O günlerde yanımda destekçi olarak annem babam olmasaydı-