Translation of "Yoldur" in Spanish

Bu, haritada gösterilen yoldur.

Ésta es la ruta indicada por el mapa.

Sanırım bu en iyi yoldur.

Creo que es la mejor manera.

Bence, o en iyi yoldur.

Como yo lo veo, esa es la mejor forma.

Arkadaş olmak iyi bir yoldur.

Es un buen modo de hacer amigos.

Hayat uzun, uzun bir yoldur.

- La vida es un camino muy largo.
- La vida es un largo, largo camino.

Sevmek için yol yoktur. Sevgi yoldur.

No existe un camino hacia el amor. El amor es el camino.

Bu, istasyona giden en kısa yoldur.

Este es el camino más corto a la estación.

Uçmak seyahat etmek için en hızlı yoldur.

Volar es la manera más rápida de viajar.

Aşk için hiçbir yol yoktur. Aşk yoldur.

No existe un camino hacia el amor. El amor es el camino.

Bu onu yapmak için en iyi yoldur.

Esta es justo la mejor manera de hacerlo.

Şaka yapmak kuşkusuz öğrenmek için en iyi yoldur.

Bromear es sin duda la mejor forma de aprender.

Kamyon sürücüsü "Bu en kısa yoldur" sonucuna vardı.

"Este es el camino más corto", concluyó el camionero.

Gülümseme daha güzel olmak için ucuz bir yoldur.

Sonreír es una forma barata de ser más guapa.

Mutluluğa giden bir yol yoktur. Mutluluğun kendisi yoldur.

No existe un camino hacia la felicidad. La felicidad es el camino.

Uyanma bir güne başlamak için can sıkıcı bir yoldur.

Despertarse es una forma molesta de empezar el día.

Ormansızlaşmanın azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için tek yoldur.

Reducir la deforestación es una manera de mitigar los impactos del calentamiento global.

Hayal kurmak için zaman ayırın; bu, yükselişe giden bir yoldur.

Tómate tu tiempo para soñar, es el camino a las estrellas.

Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.

Vivir en el extranjero es la mejor forma de aprender un idioma extranjero.

Ellerinizi düzenli olarak yıkamak kendinizi hastalıklardan korumak için iyi bir yoldur.

Lavarse regularmente las manos es una buena manera de cuidarse de enfermedades.