Translation of "Hızlı" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Hızlı" in a sentence and their arabic translations:

Hızlı gidiyoruz!

‫نمضي بسرعة!‬

Çok hızlı.

‫إنه سريع للغاية.‬

Daha hızlı!

أسرع!

Hızlı konuşmam.

أنا لا أتكلم بسرعة.

Hızlı ol.

- أسرع.
- بسرعة.
- أسرعا.

- Betty hızlı araba sürer.
- Betty hızlı sürer.

تقود بتي بسرعة.

- Jack hızlı araba sürmez.
- Jack hızlı sürmez.

جاك لا يقود بسرعة.

Bu gerçekten hızlı.

ذلك سريع للغاية.

çok hızlı hareketlerle

‫في حركة سريعة جدًا،‬

Lynn hızlı koşar.

لين تركض بسرعة.

Tom hızlı koşabilir.

يستطيع توم الركض بسرعة.

Tony hızlı koşabilir.

يمكن لتوم أن يركض بسرعة.

O hızlı öğrenir.

- يتعلم بسرعة.
- هو سريع التعلم.

Yeterince hızlı değilsin.

لست سريعاً بما يكفي.

Sen hızlı konuşuyorsun.

- أنت تتكلّم بسرعة.
- أنت تسرع في الكلام.

O hızlı konuşur.

- يتكلم بسرعة.
- يتحدث بسرعة.

Dünyamız çok hızlı değişiyor

إن عالمنا يتغيّر بسرعة،

Hızlı olur, etkili olur.

‫سأقوم بهذا الأمر بسرعة وبكفاءة.‬

Hızlı olur. Etkili olur.

‫سأقوم بهذا الأمر بسرعة وبكفاءة.‬

Çok hızlı tarama yapıyoruz.

ونصور الدماغ بشكل سريع.

O kadar hızlı değil.

حسنًا، ليس بهذه السرعة.

Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...

‫وبنفس سرعة حلول الظلام،‬

, Ney'e, hızlı bir verimlilikle

بكفاءة سريعة.

Hızlı ayrıştırılamadığı için de

والكربون الذي لا يتحلل بسرعة،

Şimşek gibi hızlı darbeler.

‫تلك الضربات السريعة.‬

Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...

‫اندفعت إلى السطح بأسرع ما يمكن.‬

Tom çok hızlı koşar.

يركض توم بسرعة كبيرة.

Tom çok hızlı yüzer.

- توم يسبح بسرعة كبيرة.
- سباحة توم سريعة جداً.

Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.

امش بأسرع ما يمكنك.

Koşabildiğin kadar hızlı koş.

أركض بأقصى ما بوسعك.

O çok hızlı konuşur.

يتحدث بسرعة كبيرة.

O hızlı bir konuşucu.

- يتكلم بسرعة.
- إنه سريع الكلام.
- يتحدث بسرعة.

O nispeten hızlı konuşur.

هي تتحدث بسرعة نسبيا

Bu köpek hızlı koşar.

هذا الكلب يركض بسرعة.

O çok hızlı koşamaz.

لا يمكنه الركض بسرعة.

Ablam çok hızlı yüzer.

أختي الكبرى تسبح سريعا جدا

Mümkün olduğunca hızlı koş.

اركض بأقصى سرعة.

O, çok hızlı koşamadı.

لم يكن بمقدوره الركض بسرعة كبيرة.

O, hızlı şekilde konuştu.

تحدثت بسرعة.

O,hızlı araba sürer.

هو يسوق بسرعة.

Sen yeterince hızlı değilsin.

- لست سريعاً بما فيه الكفاية.
- لست سريعاً بما يكفي.

Çok hızlı hüküm vermeyin.

لا تحكم بسرعة.

Sami hızlı yaşam sürüyordu.

كان سامي يعيش حياته على وتيرة سريعة.

- Sincaplar gerçekten hızlı koşabilirler.
- Sincaplar gerçekten hızlı bir şekilde kaçabilirler.

تستطيع السناجيب الركض حقاً بسرعة.

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

‫كلما تسارعت دقات قلبك،‬ ‫سرى السم في جسدك أسرع.‬

Araştırmalar, insanlara hızlı ödül vermenin,

الدراسات تظهر أن إعطاء الناس مكافآت فورية

Agresif ve çok hızlı olan

‫عدوانية وسريعة للغاية،‬

Yoksa çok hızlı şekilde üşürüm.

‫وإلا ستصيبني البرودة بسرعة شديدة.‬

Buzullar çok daha hızlı eriyecek.

الجليد سوف يذوب بشكل أسرع.

Teknolojideki en hızlı devrimi gerçekleştiriyorlar.

التي لم نشهدها في أي وقت مضى.

Hızlı düşünmeniz gerek, panik yaparsınız;

فعليكم التفكير سريعًا، وربما تفزعون،

Eğer bu parçacıklar hızlı ilerliyorsa

إذا كانت جزيئات المادة المظلمة تتحرك بسرعة شديدة،

Teknoloji sektöründe hızlı çözümler istiyoruz.

لذلك، في مجال التقنية، نرغبُ في حلولٍ سريعة.

Hızlı yürü yoksa treni kaçırırsın.

- سر بسرعة، أو إنّك ستفوّت القطار.
- إمش بسرعة، وإلا فاتك القطار.

Tom ne kadar hızlı konuşuyor!

توم يتكلم بسرعة.

Her şey çok hızlı gidiyor.

حالياً كل الأمور تحدث بسرعة.

Kadınlar erkeklerden daha hızlı yaşlanır.

النساء يتقدمون في السن أكثر من الرجال.

Çok hızlı araba sürmek tehlikelidir.

القيادة بسرعات عالية خطر.

Onun kadar hızlı yüzebilir misin?

أيمكنك أن تجاري سرعته في السباحة؟

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

باستطاعة بيل أن يركض أسرع من بوب.

Kız kardeşim çok hızlı yüzebilir.

أختي تستطيع السباحة بسرعة كثيرة.

Sanırım Tom kadar hızlı koşabilirim.

أظن أنه يمكنني الركض بمثل سرعة توم.

O inanılmaz derecede hızlı konuşuyor.

هو يتكلم بسرعةٍ عجيبة.

O çok hızlı araba sürer.

إنه يقود بسرعة عالية.

Ken senden daha hızlı koşar.

كن يركض أسرع منك.

Bu, dünyanın en hızlı treni.

هذا أسرع قطار في العالم.

Baya hızlı bir sunum olacak.

سأكون سريعا للغاية.

Tom yeterince hızlı hareket etmedi.

لم يتصرف توم بالسرعة الكافية.

Birbiri ardına birçok hızlı hareket yapacağım.

لرفع معجزتي لمستوى أعلى،

Scolopendra subspinipes hızlı, güçlü ve vahşidir.

‫حشرة العقربان سريعة وقوية وشرسة.‬

Zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,

‫إلى سرعة التصرف،‬ ‫كيف أن السم قوي على أجسامنا،‬

Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.

لكنها أحياناً كثيرة، تتحرك بسرعة.

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

‫ولكن هل كان يمكننا الوصول إلى "دانا" أسرع؟‬

Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?

‫ما هي في رأيك‬ ‫أسرع وسيلة للشعور بالدفء؟‬

Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?

‫ما هي في رأيك‬ ‫أسرع وسيلة للشعور بالدفء؟‬

Ve bu insanı çok hızlı yoruyor.

‫والمشكلة هي أنه يتعبك بسرعة بالغة.‬

Gerçekleşen tek şey çok hızlı yorulmam.

‫كل ما يحدث هو أنني أتعب بسرعة شديدة.‬

Bu daha hızlı aşağı inmemi sağlar.

‫سيجعلني هذا أهبط أسرع.‬

Asla bir kurttan hızlı koşmaya çalışmayın!

‫لا تحاول أن تسبق ذئباً في الجري!‬

Brazilya'dan Çin'e hızlı ve verimli ulaşım;

‫نقل فعال من البرازيل إلى الصين،‬

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا،

Şehirler, Dünya'nın en hızlı büyüyen habitatları.

‫إنها أسرع المواطن النامية على الكوكب.‬

Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.

‫تنمو أفراخ النحام الكاريبي بسرعة شديدة.‬

Hızlı bir şekilde emisyonları kesmemiz gerek.

يتوجب علينا التقليل بشدة من الانبعاثات.

Emisyonları çok hızlı bir şekilde kesmemiz

لسنا بحاجة إلى الحد بشدة من الانبعاثات فقط،

Bütün müdahaleler en hızlı şekilde yapıldı

تم إجراء جميع التدخلات بأسرع طريقة

çok seri ve hızlı hareket ederler

يتصرفون بسرعة كبيرة وسريعة

çünkü manyetik zayıflaşma çok hızlı ilerliyor

لأن التوهين المغناطيسي يتقدم بسرعة كبيرة

Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.

لا يمكن للفرسان التقدم أسرع من الهرولة.

O kadar hızlı araba sürmek tehlikelidir.

إنه خطر أن تقود بتهور.

O, bana çok hızlı sürmememi söyledi.

- أخبرني ألّا أقود بسرعة عالية.
- قال لي ألا أقود بسرعة.
- نبهني ألا أقود بسرعة.
- نصحني ألا أقود بسرعة.
- نهاني عن القيادة بسرعة.