Translation of "Yapmadı" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Yapmadı" in a sentence and their spanish translations:

Ama yapmadı.

Pero no lo hizo.

Hayır, o yapmadı.

No, él no lo hizo.

O, siesta yapmadı.

Ella no tomó una siesta.

Onlar kontrat yapmadı.

Ellos no hicieron un trato.

Tom onu yapmadı.

Tom no lo hizo.

O hiç çalışma yapmadı.

Él no hizo ningún trabajo.

O bir şey yapmadı.

Él no hizo nada.

Tom ev ödevini yapmadı.

Tom no hizo los deberes.

Tom testte iyi yapmadı.

- Tom no salió bien en el examen.
- A Tom no le fue bien en el examen.

O onu kasıtlı yapmadı.

- Él no lo hizo aposta.
- No lo hizo a propósito.
- No lo hizo adrede.

Onlar hiçbir şey yapmadı.

- Ellas no hicieron nada.
- Ellos no hicieron nada.

Onlar bana ödeme yapmadı.

No me pagaron.

Tom bunu kasten yapmadı.

Tom no lo hizo a propósito.

Tom hiçbir yorum yapmadı.

Tom no hizo comentarios.

Tom hiç iş yapmadı.

Tom no ha trabajado nada.

Tom yapması gerekeni yapmadı.

Tom no hizo lo que se esperaba que hiciera.

Tom bunu doğru yapmadı.

Tom no hizo eso bien.

Onlar asla mağdur edebiyatı yapmadı.

Nunca se victimizaron.

Hükümet, kesinti raporlarını haber yapmadı.

El Gobierno no anuncia los apagones en el noticiero.

Bir süre hiçbir şey yapmadı,

no hizo nada un rato,

O kötü bir şey yapmadı.

Él no hizo nada malo.

Tom hâlâ bana ödeme yapmadı.

Tom todavía no me ha pagado.

Hiç kimse bir şey yapmadı.

Nadie hizo nada.

Bazı insanlar hiçbir şey yapmadı.

Algunas personas no hicieron nada.

O yanlış bir şey yapmadı.

Él no hizo nada malo.

Tom başka bir şey yapmadı.

Tom no hizo más nada.

Tom bunu para için yapmadı.

Tom no lo hizo por dinero.

Tom aslında hiçbir şey yapmadı.

En realidad Tomás no hizo nada.

Tom utanılacak bir şey yapmadı.

Tom no ha hecho nada de lo que deba avergonzarse.

Tom bugünkü testte iyi yapmadı.

A Tom no le fue bien en la prueba de hoy.

Tom bugün çok iş yapmadı.

Tom no hizo mucho trabajo hoy.

Tom asla okula devamsızlık yapmadı.

Tom no ha faltado nunca a clase.

Tom, utanılacak bir şey yapmadı.

Tom no ha hecho nada de lo que deba avergonzarse.

Tom yanlış bir şey yapmadı.

Tom no hizo nada malo.

Tom henüz bize ödeme yapmadı.

Tom no nos ha pagado todavía.

Onlar bana geri ödeme yapmadı.

- No me querían dar el reembolso.
- No me querían devolver el dinero.

Tom onu asla burada yapmadı.

Tom nunca hizo eso aquí.

Tom bunu bizim için yapmadı.

Tom no hizo eso por nosotros.

Tom bunu yapmadı, ama yapmalıydı.

Tom no lo ha hecho, pero debería hacerlo.

Kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

La niña no hizo nada más que llorar.

O ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Él no hacía más que llorar.

Yine de o işini asla yapmadı.

En todo caso, él nunca hizo su trabajo.

Şimdiye kadar bunu hiç kimse yapmadı.

Nadie ha hecho eso antes.

Jack matematik sınavında hiç hata yapmadı.

Jack no cometió ningún error en el examen de matemática.

Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

- Mi madre se limitó a llorar.
- Mi madre no hizo nada sino llorar.

Tom yapmasını istediğimiz şeyi henüz yapmadı.

- Tom no ha hecho todavía lo que le pedimos que hiciera.
- Tom no ha hecho todavía lo que le pedimos.
- Tom aún no ha hecho lo que le pedimos que hiciera.
- Tom aún no ha hecho lo que le pedimos.

Onlar yapacaklarını söyledikleri şeyi asla yapmadı.

Nunca hicieron lo que habían dicho que harían.

Daha önce bunu hiç kimse yapmadı.

Nadie ha hecho eso antes.

Jack matematik testinde hiç hata yapmadı.

Jack no tuvo errores en la prueba de matemáticas.

Küçük kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

La niña no hacía más que llorar.

Bu çocuk ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Este niño no hacía más que llorar.

Bütün gün ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Ella no hizo nada más que llorar todo el día.

İşini şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.

No hacía más que quejarse del trabajo.

Tom üç hafta öncesinden beri banyo yapmadı.

Tom no se ha dado un baño desde hace tres semanas.

Bildiğim kadarıyla, o yanlış bir şey yapmadı.

Hasta donde yo sé, él no hizo nada mal.

Aç bebek ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

El bebé hambriento no hacía más que llorar.

O, ona bir açıklama için baskı yapmadı.

No lo presionó para que diera una explicación.

Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.

Tom no hizo nada más que quejarse.

Tom, görünüşe göre yapacağını söylediği şeyi yapmadı.

Aparentemente, Tom no hizo lo que él dijo que haría.

Tom şu ana kadar hiçbir şey yapmadı.

Tom no ha hecho nada de momento.

İmkânsız gibi görünüyor, daha önce bunu kimse yapmadı,

Parece imposible, nadie ha hecho esto antes,

O her zaman ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

Ella no hizo más que llorar.

Bütün gün şikâyet etmekten başka bir şey yapmadı.

No hace nada salvo quejarse todo el día.

O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı.

Él no frenó a tiempo y chocó con un árbol.

Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.

Por un periodo de tiempo solo hizo mirarme.

Tom onun yapmasını istediğim iki şeyden hiçbirini yapmadı.

Tom no hizo ninguna de las dos cosas que le pedí que hiciera.

Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı.

Nadie hizo nada aparte de bailar.

Tom Mary'ye yardım etmek için bir şey yapmadı.

Tom no hizo nada para ayudar a Mary.

Bu pazarda hüküm sürmek için neredeyse hiçbir şey yapmadı.

no se ha hecho casi nada para controlar este mercado.

Tom bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmadı.

Tom se pasó el día viendo la televisión.

Bildiğim kadarıyla, o hiçbir zaman böyle bir yanlış yapmadı.

Por lo que sé, él nunca cometió tal error.

Onu neşelendirmeye çalıştım ama o ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

- Intenté animarla, pero ella no hacía más que llorar.
- Traté de animarla, pero ella no hacía más que llorar.

- O, asla metroyla seyahat etmedi.
- O, asla metroyla yolculuk yapmadı.

Ella nunca había viajado en metro.

O hâlâ ödevini yapmadı, bu nedenle öğretmeni onun hakkında endişelenmeye başlıyor.

Él todavía no ha hecho sus deberes, así que su profesor empieza a preocuparse por él.

Ne kadar çabalarsam çabalayayım önemi yok, Ken ona yapmasını söylediğim şeyi yapmadı.

No importa lo que intenté, Ken no haría lo que le dije que hiciese.

Çöpü dökmesini ona üç defa rica ettim ama o hala bunu yapmadı!

¡Le he pedido tres veces que sacara la basura y aún no lo ha hecho!

Tom'un başının belada olduğunu hepimiz biliyorduk fakat hiçbirimiz yardım etmek için bir şey yapmadı.

Todos sabíamos que Tom estaba en problemas, pero ninguno hizo nada para ayudar.

- Belki Tom herkesin onun yaptığını söylediği şeyi yapmadı.
- Belki de Tom herkesin onun yaptığını söylediği şeyleri yapmamıştır.

Tal vez Tom no hizo lo que todo el mundo dice que hizo.