Translation of "ödevini" in Spanish

0.069 sec.

Examples of using "ödevini" in a sentence and their spanish translations:

Ödevini bitirdin mi?

¿Ya terminaste tu tarea?

Ödevini şimdi yap.

Haz tu tarea ya.

Jane ödevini yapıyor.

Jane está haciendo su tarea.

Ev ödevini yaptın.

Habéis hecho los deberes.

Ödevini yaptın mı?

- ¿Hiciste la tarea?
- ¿Has hecho los deberes?

Tom ödevini bitirdi.

- Tom terminó su tarea.
- Tom ha terminado su tarea.

Senin ödevini kopyalamıyorum.

- No estoy copiando tu tarea.
- No te estoy copiando la tarea.
- No te voy a copiar la tarea.

Neden ödevini yapmıyorsun?

¿Por qué no haces tus deberes?

- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.

Fue descuidado de tu parte olvidar tu tarea.

- Bu arada ödevini yaptın mı?
- Aklıma gelmişken, ödevini yaptın mi?
- Söz açılmışken, ödevini yaptın mı?

- Por cierto, ¿has hecho tu tarea?
- Por cierto, ¿hiciste tu tarea?

Ödevini kendin mi yaptın?

¿Has hecho los deberes tú solo?

Ev ödevini bitirdin mi?

- ¿Ya hiciste tu tarea?
- ¿Has terminado tu tarea?
- ¿Terminaste tu tarea?
- ¿Has terminado tu tarea alguna vez?

O, ev ödevini yaptı.

Ella hizo su tarea.

Ev ödevini bitirdi mi?

¿Ya ha terminado los deberes?

Ödevini yapmayı unuttun mu?

¿Se os ha olvidado hacer los deberes?

Kate ödevini mutfakta yaptı.

Kate hizo su tarea en la cocina.

Ev ödevini birlikte yapalım.

Hagamos juntos los deberes.

Bana ev ödevini göster.

Enséñame tus deberes.

Tom ev ödevini yapmadı.

Tom no hizo los deberes.

Mary Japonca ödevini bitirdi.

Mary acabó los deberes de japonés.

Derhal ev ödevini yap.

Haz tu tarea ya.

Şimdi ev ödevini yapmalısın.

Tu deberías hacer tu tarea ahora.

Ev ödevini yapmaya git.

Ve a hacer tu tarea.

Ev ödevini çabucak yaptı.

Ella hizo su tarea en un abrir y cerrar de ojos.

Ev ödevini tamamladın mı?

¿Ya hiciste tu tarea?

Yarın ev ödevini düzelteceğim.

Voy a corregir la tarea mañana.

Derhal ev ödevini bitirmelisin.

Deberías terminar tu tarea en seguida.

Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.

Mi hermano mayor terminó su tarea con gran rapidez.

Tom ödevini yapmayı unuttu.

- Tom se olvidó de hacer su tarea.
- A Tom se le olvidó hacer los deberes.

Ev ödevini yaptın mı?

¿Ya acabaste tu tarea?

- TV izlemeden önce ev ödevini yap.
- Televizyon izlemeden önce ödevini yap.

Haced los deberes antes de ver la televisión.

Ev ödevini kendin mi yaparsın?

Haz los deberes solo.

Ev ödevini hemen bitirmek zorundasın

Tienes que terminar tu tarea de inmediato.

Ödevini yapmayı bitirmedin mi daha?

¿Ya acabaste tu tarea?

Bütün ev ödevini yaptın mı?

- ¿Has hecho todos los deberes?
- ¿Hiciste todos tus deberes?
- ¿Has hecho todas tus tareas?

Ev ödevini bitirinceye kadar bekleyeceğim.

Esperaré a que hayas acabado los deberes.

Ev ödevini teslim ettin mi?

¿Entregaste tu tarea?

Şimdiden ev ödevini bitirdin mi?

¿Ya terminaste tu tarea?

Mary ev ödevini yapacağını söyledi.

Mary dijo que haría los deberes.

Ev ödevini ne zaman bitireceksin?

¿Cuándo vas a terminar tu tarea?

Ev ödevini ne zaman yaparsın?

¿A qué hora haces tu tarea?

Tom ev ödevini bitirdi mi?

¿Tom ha acabado los deberes?

O, ev ödevini yapmakla meşguldü.

Ella estaba ocupada haciendo su tarea.

Ev ödevini hâlâ bitirmedin mi?

¿Ya acabaste tu tarea?

Tom ev ödevini henüz bitirmedi.

Tom todavía no ha acabado los deberes.

Tom ev ödevini mutfakta yaptı.

Tom hizo la tarea en la cocina.

Ödevini yaptıktan sonra televizyon izledi.

Después de terminar su tarea, vio la tele.

Sam zaten ev ödevini yaptı.

Sam ya ha hecho su tarea.

Sana hemen ödevini yapmanı emrediyorum.

Te ordeno que hagas los deberes ahora mismo.

O, şimdi ev ödevini yapıyor.

Ella está haciendo su tarea ahora.

Ödevini yaptıktan sonra, yatağına gitti.

Él se fue a la cama después de haber terminado su tarea.

Muhtemelen ev ödevini henüz bitirmedin.

Probablemente no habrás terminado todavía los deberes.

Tom'un ev ödevini bitirdiğinden şüpheliyim.

Dudo que Tom haya terminado los deberes.

Derse gitmeyeceğim çünkü ev ödevini yapmadım.

No voy a clase porque no he hecho los deberes.

Pazartesi günü ev ödevini teslim et.

Entrega tu tarea el lunes.

Bir saat içinde ev ödevini bitirdi.

Terminó sus deberes en una hora.

Sen zaten ev ödevini yaptın mı?

¿Ya hiciste tus deberes?

Tom'un zaten ev ödevini yaptığını düşündüm.

Pensé que Tom ya había hecho su tarea.

Tom ev ödevini şimdi yapmak istemiyor.

Ahora mismo, Tom no quiere hacer los deberes.

Akşam yemeğinden önce ev ödevini yapmalısın.

Tienes que hacer los deberes antes de cenar.

Ev ödevini yapmayı unutma, tamam mı?

No olviden hacer la tarea, ¿ok?

Tom muhtemelen hâlâ ev ödevini yapıyor.

Tom probablemente está haciendo sus deberes todavía.

Ev ödevini tek başına mı yaptın?

¿Hiciste la tarea por ti mismo?

O, ev ödevini daha önce bitirdi.

- Él ya ha terminado sus deberes.
- Ya ha terminado los deberes.

Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.

Mi hermano mayor terminó muy rápido su tarea.

Şimdiye kadar ev ödevini yaptın mı?

¿Ya hiciste tus deberes?

Nancy şimdi ödevini yapmak zorunda mı?

- ¿Nancy tiene que hacer su tarea ahora?
- ¿Nancy tiene que hacer los deberes ahora?

Tom ev ödevini tek başına yaptı.

Tom hizo sus deberes por sí mismo.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

Kate quiere terminar su tarea para las diez.

Ev ödevini yapmanı söylemek zorunda değilim.

No debería tener que decirte que hagas los deberes.

Tom bütün ev ödevini henüz bitirmedi.

Tom no ha terminado toda su tarea aún.

Meşgul olabilirsin ama yine de ödevini yapmalısın.

Por más ocupado que estés, debes hacer tus tareas.

Akşam yemeğinden önce ev ödevini bitirdiğini gör.

Acaba los deberes antes de cenar.

Tom'un, ev ödevini kendi başına yapmadığından şüpheleniyorum.

Sospecho que Tom no hace su tarea por si solo.

Ev ödevini neden zamanında bitirmediğini bilmek istiyorum.

Quisiera saber por qué no hiciste tu tarea a tiempo.

Tom ev ödevini tek başına yaptığını söyledi.

Tom dijo que había hecho los deberes solo.

Şu anda canım matematik ödevini yapmak istemiyor.

Ahora mismo no tengo ganas de hacer los deberes de matemáticas.

Akşam yemeğinden hemen sonra ödevini yapmaya başladı.

Ella empezó a hacer su tarea inmediatamente después de la cena.

Ev ödevini yapmak için Ming nereye gitti?

¿Adónde se ha ido Ming a hacer los deberes?

Bu öğleden sonra ev ödevini yapacak mısın?

¿Vas a hacer los deberes esta tarde?

- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapmaz.
- Tom genelde ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaz.

Tom no suele hacer su tarea antes de la cena.

O, ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaya alışkındır.

Ella comúnmente hace sus tareas antes de cenar.