Translation of "Sonsuz" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Sonsuz" in a sentence and their spanish translations:

Sonsuz korku, sonsuz barış.

Temor permanente, paz permanente.

sonsuz ihtimalin, sonsuz yaratıcılığın alanına,

que es un campo de posibilidades infinitas, de creatividad infinita;

Sonsuz aşk yoktur.

El amor eterno no existe.

sonsuz bir ilham kaynağıdır.

o de esa antigua tradición de observar las estrellas.

Ama şehirde... ...ihtimaller sonsuz.

Pero, en la ciudad, las oportunidades son infinitas.

Bilgelik sonsuz bir hazinedir.

La sabiduría es un tesoro para la eternidad.

Burada olma şansı sonsuz küçüktür.

Las posibilidades de estar aquí son infinitesimales.

Yukarıya baktığımızda sonsuz gibi görünebilir

Puede parecer infinito cuando miramos hacia arriba,

Şüphe yok ki evren sonsuz.

No cabe duda de que el universo es infinito.

Sonsuz ve karanlık bir tünelde değilsin.

No están en un túnel sin fin y sin luz.

Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır

Porque las mujeres tienen confianza infinita

Ölümden sonraki sonsuz yaşama inanır mısın?

¿Crees tú en la vida eterna tras la muerte?

O, çalışması sayesinde sonsuz üne ulaştı

Ella ganó fama imperecedera por su obra.

Görünüşte sonsuz kablo ve veri akışına ulaştık.

al cable de aparente transmisión infinita.

Diğerlerine bağımlı olduğu sonsuz ağın büyüsüne hayranım.

donde cada especie depende de otras para sobrevivir.

Onunla sonsuz maceralara çıkma hayallerinizi hatırlar mısınız?

y su imaginación alimentaba aventuras sin fin?

O her birimize sonsuz yaşam için ödeme yaptı.

Él pagó una vida eterna por cada uno de nosotros.

O zamandan beri, gözlerindeki sonsuz gecede amaçsızca dolaştım.

A partir de entonces he vagado sin rumbo en la eterna oscuridad de tus ojos.

Bunun yerine, onlara engin ve sonsuz denizi arzulamayı öğretin."

En vez de eso, enséñales a ansiar el mar vasto e infinito".

sonsuz fırsatlar ve harika insanlarla dolu bir dünya olarak.

como un lugar lleno de un sinfín de oportunidades y gente increíble.

Bu zalim dünyada hiçbir şey sonsuz değildir, dertlerimiz bile.

No hay nada permanente en este malvado mundo. Ni siquiera nuestros problemas.

Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.

No hay pasado ni futuro, todo fluye en un eterno presente.

Sonsuz yoğun bataklık arazi neredeyse dinlenmek için hiç kuru alan barındırmıyor.

El denso pantano sin fin casi no ofrece áreas secas para descansar.

Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.

Más allá de la luna, todas las cosas son eternas; debajo, no existe nada que no sea mortal.

- Latince sürekli bir dildir.
- Latince kalıcı bir dildir.
- Latince sonsuz bir dildir.

El latín es una lengua eterna.

Bir çocuğun çevresini anlamaya çalışmasındaki sonsuz merakı görüyorum; yani daha iyi bir toplum için hâlâ umut var demektir.

Veo la curiosidad infinita con la que un niño trata de entender su entorno; Es decir, aún hay esperanzas de una mejor sociedad.

İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.

El hombre tiene muchos deseos que en realidad no quiere satisfacer, y sería un malentendido imaginar lo contrario. Quiere que sigan siendo deseos, tienen valor únicamente en su imaginación, su cumplimiento sería una amarga decepción para él. Un deseo así es el deseo de la vida eterna. Si se cumpliera, el hombre llegaría a hastiarse de vivir eternamente, y anhelaría la muerte.