Translation of "Görünebilir" in English

0.004 sec.

Examples of using "Görünebilir" in a sentence and their english translations:

Saçma görünebilir.

It may look ridiculous.

Biraz farklı görünebilir.

may look quite different.

Açıklamam tuhaf görünebilir.

My explanation may sound strange.

O, tuhaf görünebilir.

It may seem strange.

Bu garip görünebilir.

That may sound odd.

- Onların hayat görüşü tuhaf görünebilir.
- Hayata bakışları garip görünebilir.

Their view of life may appear strange.

Bu, su gibi görünebilir.

and it can look like water.

Heyecanlı kızlar hoş görünebilir.

Excited girls look pretty sometimes.

O iddia kibirli görünebilir.

That claim can seem arrogant.

Bu aşılmaz gibi görünebilir.

This might seem insurmountable.

Basit görünebilir ama değil.

It may seem simple, but it's not.

SY: Biraz uç gibi görünebilir.

SY: This might seem a little bit extreme.

Güzel görünebilir, ama dikkatli olun.

It may look beautiful, but beware.

Yukarıya baktığımızda sonsuz gibi görünebilir

It may look infinite when we look up,

Sonuç önemsiz görünebilir: Esperanto vardır.

The conclusion may seem trivial: Esperanto exists.

Bazen ilerleme kaydedemiyormuşuz gibi görünebilir.

Sometimes it may seem like we're not making any progress.

İklime etkileri daha yolun başında görünebilir

Well, climate impacts might seem a little further down the road,

Garip görünebilir, yangında hiç kimse yaralanmadı.

Strange as it may seem, nobody was injured in the fire.

Bu aptalca görünebilir, fakat bu doğru.

This may sound silly, but it's true.

- Bu kendinize bir hediye veriyorsunuz gibi görünebilir.
- Bu kendine bir hediye veriyorsun gibi görünebilir.

That might look like you're giving yourself a gift.

Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir

While this wall may look ordinary to our own eyes,

Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.

This dress may look funny, but I like it.

Bu zoraki görünebilir ama gerçek bir problemdir.

It might sound far-fetched, but this is a real problem.

O biraz tuhaf görünebilir ama aslında oldukça normaldir.

It might seem a little odd, but it's actually quite normal.

Tom meşgul görünebilir ama aslında çok meşgul değil.

Tom may look busy, but he's actually not very busy.

Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.

His story may sound false, but it is true for all that.

Tom'a aşikar gibi görünebilir fakat bana aşikar gibi görünmüyor.

It may seem obvious to Tom, but it doesn't seem obvious to me.

Tom akıllı görünebilir ama aslında o pek akıllı değildir.

Tom may look smart, but he's actually not very smart.

O, düşünmeden konuşuyor gibi görünebilir ama ne hakkında konuştuğunu biliyor.

- He may come across as glib, but he knows what he's talking about.
- He may seem glib, but he knows what he's talking about.

Yaptığın neredeyse her şey önemsiz görünebilir ama bu yaptığın önemlidir.

Almost everything you do will seem insignificant, but it is important that you do it.

Yalnız Yıldız Eyaleti gözünüze ilk başta vahşi, boş arazi gibi görünebilir.

The Lone Star State may strike some as a hostile wasteland.

Bu apaçık görünebilir ama senin kendi yazdığın cümleler en doğal görünüyor.

It may seem obvious, but sentences you write yourself look the most natural.

Bu senin için güzel bir fikir gibi görünebilir ama sanırım bu biraz tehlikeli.

It may seem like a good idea to you, but I think it's a little dangerous.

Tom mesele hakkında her şeyi unutmuş gibi görünebilir fakat hâlâ gerçekten onun hakkında kendini harap ediyor.

It may seem like Tom has forgotten all about the matter, but deep down inside, he's still torn up about it.

Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir ama sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'yi ziyarete gitmeliyiz.

It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.

Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.

The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.