Translation of "Olmasından" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Olmasından" in a sentence and their spanish translations:

- Bunun olmasından nefret ediyorum.
- Böyle olmasından nefret ediyorum.

Odio cuando pasa esto.

Sıcak olmasından kaynaklı ise

si hace calor

Bunun olmasından nefret ediyorum.

Simplemente odio cuando eso ocurre.

Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

- No me avergüenza que mi padre sea pobre.
- No me avergüenzo de que mi padre sea pobre.

Böyle olmasından nefret ediyorum.

Odio cuando eso pasa.

Tom'un orada benimle olmasından memnunum.

Me alegro de que Tom estuviera allí conmigo.

Annem odamın düzensiz olmasından hoşlanmıyor.

A mi madre no le gusta que mi habitación esté desordenada.

Tom etrafında insan olmasından hoşlanır.

A Tom le gusta estar rodeado de gente.

Tom anahtarını kaybetmiş olmasından korkuyordu.

Tom tenía miedo de haber perdido su llave.

Tom havanın sıcak olmasından nefret eder.

Tom odia que haga calor.

Odanın çok sıcak olmasından şikayet etti.

Ella se quejó de que la pieza estaba muy calurosa.

Sorun bunun çok pahalı olmasından dolayıdır.

El problema está en que eso es muy caro.

Her zaman odasının küçük olmasından yakınır.

Siempre se está quejando de que su habitación es pequeña.

O, babasının fakir olmasından utanç duyuyordu.

Le da pena la pobreza de su padre.

Bütün öğrencilerimin mezun olmasından gurur duyuyorum.

- Estoy orgulloso de que todos mis alumnos se graduaron.
- Estoy orgullosa de que todos mis alumnos se graduaron.

Ve doğum yapmak zorunda olmasından sonra mı?

por los mismos tíos que la violaron?

O, çorbanın çok sıcak olmasından dert yandı.

Él se quejó de que la sopa estaba demasiado caliente.

Babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

Estoy orgulloso de que mi padre sea un buen cocinero.

Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.

Tom estaba conmovido de que María estuviera preocupado por él.

Beyler, bunu size söyleyenin ben olmasından nefret ediyorum

Odio ser quien les dice esto,

Bunlar, bizim orada yaptıklarımızın başarısız olmasından, onları mutlu

No es que nuestros eventos no hayan llevado alegría.

Ben babamın iyi bir aşçı olmasından gurur duyuyorum.

- Estoy orgulloso de que mi padre sea un buen cocinero.
- Estoy orgullosa de que mi padre sea un buen cocinero.

Başkan olmasından fayda sağlayan büyük şirketler tarafından ona yetki veriliyor

Lo respaldan grandes corporaciones que se benefician de que esté en el cargo,

- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.

- Odio cuando hay mucha gente.
- No aguanto cuando hay mucha gente.
- No soporto cuando hay mucha gente.