Translation of "Miras" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Miras" in a sentence and their spanish translations:

Babasından işi miras aldı.

Él heredó el negocio de su padre.

miras kalan Kemal Sunal ise

Kemal Sunal heredado

Kültürel miras gelecek nesillere aktarılır.

- Un patrimonio cultural es transmitido a la posteridad.
- Un patrimonio cultural es legado a la posteridad.

Tom servetini miras olarak aldı.

Tom heredó su riqueza.

Bu filmde de Amerika'dan miras kalmıştı

en esta película también, él heredó de América

Karmaşık bir kadro sistemini miras aldı

.

Tom bir sürü parayı miras aldı.

Tom heredó mucho dinero.

Tüm koloni mutant DNA'yı miras alacak.

Toda la colonia heredará el DNA mutante.

Dedesinden birkaç hektar arazi miras aldı.

Él heredó algunas hectáreas de tierra del abuelo.

Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.

Mi tía de sesenta años de edad recibió una gran herencia.

Babam bana büyük bir miras bıraktı.

Mi padre me dejó una gran herencia.

Tabii miras derken her yerdeki insanları kastediyorum.

Por "nuestro" legado, me refiero al de todas las personas del mundo.

Ve bu süreç miras edindikleri genler ile,

y eso está parcialmente definido por los genes que heredan

Yahu bir dedem ölse de miras kalsa

si un abuelo murió o heredó

O, annesinin mavi gözlerini miras olarak aldı.

Ella heredó los ojos azules de su madre.

Tom babasının tüm varlığını miras olarak aldı.

Tom heredó todas las características de su padre.

John büyük bir serveti miras olarak aldı.

Juan heredó una gran fortuna.

Hayatları boyunca gurur duyacakları bir miras da olabilir.

sino del que pueden estar orgullosos por el resto de su vida.

Soult, morali bozuk, düzensiz bir orduyu miras aldı.

Soult heredó un ejército desmoralizado y desorganizado.

Ana babasından miras kalan bir apartmana henüz taşındı.

Él acaba de trasladarse a un departamento que heredó de sus padres.

miras eşek olarak geldi çıkarcı akrabalar çoktan etrafını sarmıştı

Los parientes herederos ya estaban rodeados de herencia burro

Tom annesi öldüğünde bir sürü parayı miras olarak almayı umuyor.

Tom espera heredar mucho dinero cuando su madre muera.

Annesi öldüğü zaman Tom, bir sürü para miras almayı umuyor.

Tom espera heredar mucho dinero cuando su madre fallezca.

şimdi bir düşünsenize size böyle bir miras kalsa hayatınızda neler değişir

piensa en lo que cambia tu vida si tienes ese legado

Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.

Tom compró un anillo compromiso para Mary con el dinero que heredó de su abuelo.

Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.

Tomás aceptó casarse con la hija de aquel hombre con la promesa de que heredaría el negocio del hombre.