Translation of "Konuşmak" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Konuşmak" in a sentence and their spanish translations:

Yavaş konuşmak.

habla despacio.

Konuşmak istiyorum.

a un nivel más amplio.

Konuşmak istiyorum.

Quiero hablar.

Konuşmak istiyoruz.

Nos gusta conversar.

Konuşmak istiyor.

Quiere hablar.

- İngilizce konuşmak faydalılar.
- İngilizce konuşmak faydalıdır.

Hablar inglés es útil.

- Dayınla konuşmak istiyorum.
- Amcanla konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con tu tío.

- Seninle konuşmak istedim.
- Sizinle konuşmak istedim.

Quería hablar contigo.

- Sizinle konuşmak güzeldi.
- Seninle konuşmak güzel.

Es bueno hablar contigo.

- Konuşmak ister misin?
- Konuşmak istiyor musun?

- ¿Querés hablar?
- ¿Quieres hablar?

- Yöneticinle konuşmak istiyorum.
- Yöneticinizle konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con el gerente.

- Konuşmak zorunda değilsin.
- Konuşmak zorunda değilsiniz.

No tienes que hablar.

- Kimle konuşmak istiyorsun?
- Konuşmak istediğin kimdir?

¿Con quién quieres hablar?

- Ben seninle konuşmak istemiyorum.
- Seninle konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar contigo.

- Tom ile konuşmak istiyorum.
- Tom'la konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con Tom.

Eliana ile konuşmak bir duvarla konuşmak gibi.

Hablar con Eliana es como hablar con la pared.

Konuşmak bir yana,

y más aún sobre la violación y el abuso sexual,

İngilizce konuşmak zordur.

Es difícil hablar inglés.

Kimle konuşmak istiyorsun?

- ¿Con quién quieres hablar?
- ¿Con quién desea hablar?

Onunla konuşmak kolaydır.

Es fácil hablar con él.

Onunla konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con él.

Jean'le konuşmak istiyorum.

Me gustaría hablar con Jean.

O konuşmak istiyor.

Él quiere hablar.

O konuşmak üzereydi.

- Él iba a hablar.
- Estaba a punto de hablar.
- Él estaba a punto de hablar.

İngilizce konuşmak eğlencelidir.

- Hablar inglés es divertido.
- Hablar en inglés es divertido.

Onunla konuşmak zor.

Es difícil hablar con él.

Kimle konuşmak istersiniz?

¿Con quién quisiera hablar?

Seninle konuşmak istiyorum.

Quiero hablar contigo.

Sadece konuşmak istiyorum.

Solo quiero hablar.

Tom'la konuşmak istiyoruz.

- Queremos hablar con Tom.
- Queremos hablar con Tomás.

Sizinle konuşmak istiyor.

Quiere hablar con usted.

Onunla konuşmak zorundayım.

Tengo que hablar con él.

Biz konuşmak istiyoruz.

Queremos hablar.

Tom konuşmak istiyor.

Tom quiere hablar.

Sadece konuşmak istiyoruz.

Solo queremos hablar.

Tom'la konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar con Tom.

Artık konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar más.

Avukatımla konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con mi abogado.

Polisle konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con la Policía.

Tom'la konuşmak isteyebilirsin.

Tal vez quieras hablar con Tom.

Konuşmak istiyorsan, konuşalım.

Si quieres conversar, conversar.

Konuşmak istiyorsan, konuş.

Si quieres hablar, habla.

Sizinle konuşmak istiyorum.

- Me gustaría hablar contigo.
- Me gustaría hablar con usted.

John'la konuşmak istiyorum.

Me gustaría hablar con John.

Almanca konuşmak istiyorum.

Quiero hablar alemán.

İngilizce konuşmak eğlenceli.

Es divertido hablar en inglés.

Fransızca konuşmak eğlenceli.

Es divertido hablar en francés.

Fransızca konuşmak istiyorum.

Quiero hablar francés.

Tom'la konuşmak istiyorum.

- Quiero hablar con Tom.
- Deseo hablar con Tom.

Konuşmak için buradayız.

Estamos aquí para hablar.

Bebeğim konuşmak istiyor.

Mi bebé quiere hablar.

Konuşmak istiyor musun?

¿Quieres hablar?

Onlarla konuşmak zorundayım.

Tengo que hablar con ellos.

Seninle konuşmak istiyoruz.

Queremos hablar contigo.

Onlarla konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con ellos.

Seninle konuşmak güzeldi.

Ha sido agradable hablar contigo.

Yöneticinizle konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con el gerente.

Tom konuşmak istemedi.

Tom no quería hablar.

Kızınla konuşmak istiyorum.

Quiero hablar con su hija.

Onlarla konuşmak isteyebilirsin.

Quizás quieras hablar con ellos.

Onlarla konuşmak zorundayız.

- Tenemos que hablar con ellos.
- Tenemos que hablar con ellas.

Onunla konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar con ella.

Fransızca konuşmak zordur.

Es difícil hablar francés.

İngilizce konuşmak zorundasın.

- Tienes que hablar inglés.
- Tenés que hablar inglés.

Sizinle konuşmak güzeldi.

- Fue agradable hablar contigo.
- Fue agradable hablar con usted.

Canım konuşmak istemiyor.

No tengo ganas de hablar.

Konuşmak için durdular.

Ellos se pararon para hablar.

Tom'la konuşmak güzeldi.

- Me gustó hablar con Tom.
- Disfruté charlando con Tom.