Translation of "Oynamak" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Oynamak" in a sentence and their spanish translations:

Oynamak istemiyorum.

No quiero jugar.

Oynamak istiyorum.

Quiero jugar.

- Tenis oynamak eğlenceli.
- Tenis oynamak eğlencelidir.

Jugar tenis es divertido.

Basketbol oynamak ilginçtir.

Es interesante jugar al baloncesto.

Kart oynamak eğlencelidir.

Jugar a las cartas es divertido.

Tenis oynamak kolaydır.

Jugar tenis es fácil.

Beyzbol oynamak eğlencelidir.

- Jugar al béisbol es divertido.
- Es divertido jugar al béisbol.

Basketbol oynamak eğlencelidir.

Jugar al baloncesto es divertido.

Oyuncaklarıyla oynamak istemiyor.

Ella no quiere jugar con sus juguetes.

Tom oynamak istiyor.

Tom quiere jugar.

İskambil oynamak istemiyorum.

No quiero jugar a las cartas.

Dama oynamak istemiyorum.

No quiero jugar a las damas.

Tom'la oynamak istemiyorum.

No quiero jugar con Tom.

Tenis oynamak istiyorum.

Quiero jugar al tenis.

Caddede oynamak tehlikeli.

Es peligroso jugar en la calle.

Arkadaşlarımla oynamak istiyorum.

Quiero jugar con mis amigos.

Çocuklar oynamak istiyor.

Los niños quieren jugar.

Oynamak ister misin?

¿Querés jugar?

Parkta oynamak eğlenceliydi.

Fue divertido jugar en el parque.

Çocuklar oynamak istedi.

Los niños querían jugar.

Futbol oynamak ilginçtir.

Es interesante jugar al fútbol.

Ateşle oynamak tehlikelidir.

Es peligroso jugar con fuego.

Bahçede oynamak istiyorum.

Me gusta jugar en el jardín.

- Saklambaç oynamak ister misiniz?
- Saklambaç oynamak ister misin?

- ¿Quieres jugar al escondite?
- ¿Querés jugar a la escondida?

Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.

Es peligroso jugar cerca del fuego.

Tenis oynamak onun hobisidir.

Su hobby es jugar tenis.

Bizimle oynamak ister misiniz?

¿Os gustaría jugar con nosotros?

Go oynamak tek eğlencem.

Mi único entretenimiento es jugar Go.

Birisi oyunlar oynamak istiyor.

Alguien quiere jugar juegos.

Bu oyunu oynamak istemiyorum.

No quiero jugar a este juego.

Seninle tenis oynamak istiyorum.

Quiero jugar al tenis contigo.

Ben langırt oynamak istiyorum.

Yo quiero jugar al futbolito.

Futbol oynamak hoşuma gidiyor.

- Me gusta jugar futbol.
- Me gusta jugar al fútbol.
- Me gusta jugar al futbol.

Ben kart oynamak istiyorum.

Quiero jugar a las cartas.

Ben de oynamak istiyorum.

Yo también quiero jugar.

Golf oynamak için buradayız.

Estamos aquí para jugar al golf.

Onunla oynamak ister misin?

¿Quiere usted tocarlo?

Benimle oynamak ister miydin?

¿Querrías jugar conmigo?

Ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."

y los niños iban a jugar allí".

Kart oynamak popüler bir eğlencedir.

Jugar cartas es un pasatiempo popular.

Okuldan sonra futbol oynamak eğlencelidir.

Es entretenido jugar al fútbol después de clases.

Dışarıda oynamak için çok kalabalık.

Está demasiado oscuro para jugar fuera.

Bizimle futbol oynamak ister misin?

¿Quieres jugar fútbol con nosotros?

Bizimle tenis oynamak ister misin?

¿Quieres jugar al tenis con nosotros?

Kart oynamak için zamanı yok.

No tiene tiempo para jugar a las cartas.

Artık onların canı oynamak istemiyordu.

Ellos ya no tenían ganas de jugar.

"Kart oynamak istiyorum." "Ben de."

"Quisiera jugar a las cartas." "Yo también."

Satranç oyunu oynamak ister misiniz?

¿Te gustaría jugar una partida de ajedrez?

Canım bugün beyzbol oynamak istemiyor.

Hoy no tengo ganas de jugar al béisbol.

Artık bu oyunu oynamak istemiyorum.

Ya no quiero jugar más este juego.

Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.

Tom no tenía ganas de jugar al golf.

Başkalarının duyguları ile oynamak yanlıştır.

No está bien jugar con los sentimientos.

Tenis oynamak için parka gittim.

Fui al parque a jugar al tenis.

Beyzbol oynamak için parka gittik.

Nosotros fuimos al parque a jugar al béisbol.

Hiç kimse Tom'la oynamak istemiyor.

Nadie quiere jugar con Tomás.

Hiç kimse onunla oynamak istemiyor.

Nadie quiere jugar con ella.

Daha fazla oyun oynamak istemiyorum.

No quiero jugar más.

Ben beyzbol oynamak için buradayım.

Estoy aquí para jugar al béisbol.

Basketbol oynamak senin boyunu uzatmaz.

Jugar al basquet no te hace más alto.

Bir golf oyunu oynamak istiyorum.

Quisiera jugar una ronda de golf.

O, onunla golf oynamak istedi.

- Ella quiere jugar golf con él.
- Ella quiere jugar al golf con él.

Prenses rolünü kim oynamak ister?

¿Quién jugará el papel de la princesa?

Biz oynamak için parka gittik.

Fuimos a jugar al parque.

Çocuklar oynamak için dışarı çıktılar.

Los niños salieron a jugar.

Bizimle basketbol oynamak ister misiniz?

¿Quieres jugar al baloncesto con nosotros?

Bugün canım tenis oynamak istemiyor.

Hoy no tengo ganas de jugar al tenis.

Tanrım, bu yerinden oynamak istemiyor. Tanrım!

Vaya, esta cosa no se mueve.  ¡Cielos!

Ben oynamak için dışarı çıkabilir miyim?

¿Puedo salir a jugar?

Oynamak için dışarı çıkabilir miyim, baba?

Papá, ¿puedo salir a jugar?

Oda oynamak için çok fazla küçük.

Esa habitación es tan pequeña que no se puede jugar dentro.

Ben bu oyunu oynamak için ölüyorum.

¡Estoy loco por jugar a este juego!

"Benimle oynamak ister misin?" "Seninle değil!"

«¿Quieres jugar conmigo?» «¡Contigo no!»

Tom ikinci derecede rolü oynamak istemedi.

Tom no quiso desempeñar un papel secundario.

"Canım iskambil oynamak istiyor." "Benim de."

"Tengo ganas de jugar a las cartas." "Yo también."

Yumi tenis oynamak için parka gitti.

Yumi se fue al parque a jugar al tenis.

Arkadaşlarınla oynamak için favori oyunun nedir?

¿Cuál es tu juego favorito para jugar con amigos?

Oynamak için dışarıya gidiyorum. Geliyor musun?

Voy afuera a jugar. ¿Vas?

Oynamak için lütfen okul bahçesine gidin.

Por favor, vayan al patio a jugar.

Bir gün seninle tenis oynamak istiyorum.

Quiero jugar tenis contigo algún día.

Kızımızla oynamak için zaman bulabilir misin?

¿Puedes encontrar el momento para jugar con nuestra hija?

Oynamak için yalnızca bir rolün var.

Solo tienes que interpretar un rol.

Tenis oynamak için güzel havadan yararlandık.

Aprovechamos el buen tiempo para jugar al tenis.

Tom Mary'nin babasıyla golf oynamak istiyor.

Tom quiere jugar golf con el padre de Mary.

Dışarı çıkmak ve oynamak ister misin?

¿Quieres salir fuera a jugar?

Canım gerçekten hiç tenis oynamak istemiyordu.

La verdad es que no tenía ninguna gana de jugar al tenis.