Translation of "Koştu" in Spanish

Mary koştu.

Mary corrió.

O koştu.

Él corrió.

Durmadan koştu.

Él seguía y seguía corriendo.

Kim koştu?

- ¿Quién corría?
- ¿Quién corrió?

Tom koştu.

Tom corrió.

Asker koştu.

El soldado corrió.

Tom ofise koştu.

Tom corrió a la oficina.

O, odasına koştu.

Entró en la habitación corriendo.

At hızlı koştu.

El caballo corrió rápido.

Tom ormanda koştu.

Tom corrió a través del bosque.

Siyah köpek koştu.

El perro negro corría.

Shinjuku'ya kadar koştu.

Corrió hasta Shinjuku.

Çocuk annesine koştu.

- El niño corrió hacia donde su madre.
- El niño corrió con su madre.
- El niño corrió hacia su madre.

Tom odaya koştu.

Tom corrió hacia la habitación.

Tom metroya koştu.

Tom se precipitó en el metro.

O, sınıfa koştu.

Entró corriendo en la clase.

Hırsız hızla koştu.

El ladrón corrió rápidamente.

Tom eve koştu.

Tom entró corriendo a la casa.

- Erkek kardeşinden daha hızlı koştu.
- Kardeşinden daha hızlı koştu.

Él corrió más rápido que su hermano.

Çocuklar, sınıfa doğru koştu.

Los niños corrieron a la sala.

Koşabildiği kadar hızlı koştu.

Ella corrió tan rápido como pudo.

O, kapıya doğru koştu.

Corrió hacia la puerta.

Tom merdivenlerden yukarı koştu.

Tom subió corriendo las escaleras.

O beş mil koştu.

Él corrió cinco millas.

O tam hızda koştu.

Él corrió a toda velocidad

Herkes Tom'a doğru koştu.

Todos se apresuraron hacia Tom.

O dışarıya çıplak koştu.

Él salió corriendo desnudo.

Onlar parkta çıplak koştu.

Corrieron desnudos en el parque.

O, can havliyle koştu.

Él corrió por su vida.

Tom, Mary'nin peşinden koştu.

Tom corrió tras Mary.

O ağlayarak odasına koştu.

- Ella corrió a su cuarto llorando.
- Ella corrió a su cuarto, llorando.
- Ella corrió a su habitación, llorando.

Onlar onun yardımına koştu.

Acudieron en su ayuda.

Tom eve doğru koştu.

Tom corrió hacia la casa.

Tom karda yalınayak koştu.

- Tom corrió descalzo por la nieve.
- Tom corría descalzo por la nieve.

Tom, Mary'nin ardından koştu.

Tom pasó de largo ante Mary.

John odaya doğru koştu.

John entró corriendo a la habitación.

Kardeşinden daha hızlı koştu.

Él corrió más rápido que su hermano.

Tom odasından dışarı koştu.

Tom salió corriendo del cuarto.

Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

Tom bajó corriendo las escaleras.

Mike dün çok hızlı koştu.

Ayer Mike corrió muy rápido.

O, mümkün olabildiğince hızlı koştu.

Corrió tan rápido como podía.

Oraya zamanında varmak için koştu.

Él corrió para llegar a tiempo.

Tom treni yakalamak için koştu.

Tom corrió a alcanzar el tren.

Tom hayatını kurtarmak için koştu.

Tom corrió por su vida.

O, zamanında varmak için koştu.

Él corrió para llegar a tiempo.

Erkek kardeşinden daha hızlı koştu.

Él corrió más rápido que su hermano.

O elinden geldiğince hızlı koştu.

- Corrió tan rápido como pudo.
- Él corrió tan rápidamente como pudo.

Kimura, her gün parkta koştu.

Kimura corría en el parque todos los días.

O ne kadar hızlı koştu?

¿Cuán rápido corrió?

Kate babamın restoranına doğru koştu.

Kate corrió hacia el restaurante de mi padre.

O, kütüphanede annesine doğru koştu.

Él corrió hacia su madre en la biblioteca.

- Hırsız hızlı koştu.
- Hırsız hızla kaçtı.

El ladrón corrió rápido.

Hırsız kaçtı ve polis peşinden koştu.

El ladrón huyó, y el policía fue tras él.

Otobüsten indi ve ona doğru koştu.

Se bajó del autobús y corrió directo hacia ella.

O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.

Corría como un conejo asustado.

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom corrió tan rápido como pudo.

O, polisi görür görmez dışarı koştu.

En cuanto vio al policía salió corriendo.

O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Corrió tan rápido como pudo.

Treni kaçırmama umuduyla var gücüyle koştu.

Corrió tan rápido como pudo con la esperanza de no perder el tren.

O, evinin sarsıldığını hisseder etmez bahçeye koştu.

Tan pronto como sintió su casa sacudirse, salió de una carrera al jardín.

O, onu yalnız bırakarak caddenin karşısına koştu.

Corrió al otro lado de la calle, dejándola sola.

John son treni yakalamak için istasyona koştu.

John corrió a la estación para alcanzar el último tren.

John son trene yetişmek için istasyona koştu.

John corrió a la estación para alcanzar el último tren.

Tom kapıya koştu ve onu açmaya çalıştı.

Tom corrió hacia la puerta e intentó abrirla.

Tom çığlık attı ve odadan dışarı koştu.

Tom gritó y salió corriendo del cuarto.

Tom kapıya koştu ve dışarı çıkmaya çalıştı.

Tom corrió hacia la puerta y trató de salir.

Tom yüz metreyi on iki saniyede koştu.

Tom corrió cien metros en doce segundos.

Tom kapıyı açtı ve köpek dışarı koştu.

- Tom abrió la puerta y salió corriendo el perro.
- Tom abrió la puerta y el perro salió corriendo.

O kadar hızlı koştu ki ona yetişemedik.

Él corría tan rápido que no pudimos alcanzarlo.

Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.

Mi hermano pequeño cruzó el salón corriendo totalmente desnudo.

Telefon çaldığında cevap vermek için ona koştu.

Cuando sonó el teléfono, él corrió a contestarlo.

Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.

Tom corrió como loco para alcanzar a Mary.

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde bana doğru koştu.

Corrió hacia mí lo más rápido que pudo.

O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.

Ella corrió muy rápido para alcanzar a los otros miembros.

Onun kızı dükkana koştu ve bazı şekerlemeler aldı.

Su hija corrió a la tienda y compró unos caramelos.

O kadar hızlı koştu ki nefes nefese kaldı.

Corrió tan rápidamente que se encontró sin aliento.

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.

Después de abofetear a Tom, Mary se fue corriendo de la habitación.

O diğerlerine yetişmek için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Ella corrió tan rápido como pudo para alcanzar a los demás.

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom corrió tan rápido como pudo esperando no perder el tren.

- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.

Un gato corrió tras un ratón.

O onun bağırdığını duydu, bu yüzden onun yatak odasına koştu.

Ella lo oyó gritar, así que entró corriendo a su habitación.

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom corrió tan rápido como pudo para escapar del oso furioso.

Ancak Napolyon'un 10 mil kuzeyinde, Auerstedt yakınlarında, Davout doğruca Prusya ordusuna koştu.

Pero a 10 millas al norte de Napoleón, cerca de Auerstedt, Davout se topó directamente con el principal ejército prusiano.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.

Un conejo color ceniza apareció y tan pronto me acerqué, saltó y corrió hacia el bosque de nuevo.

- O kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı kaçtı.
- Kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı koştu.

- Un gato salió corriendo tan pronto como ella abrió la puerta.
- Apenas abrió la puerta salió un gato corriendo.