Translation of "Odaya" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Odaya" in a sentence and their dutch translations:

Odaya gel.

Kom in de kamer.

O, odaya geldi.

- Hij ging de kamer binnen.
- Hij kwam de kamer binnen.

Mayuko odaya girdi.

Mayuko kwam de kamer binnen.

Tom odaya baktı.

Tom keek in de kamer.

O odaya girdi.

- Hij ging de kamer binnen.
- Hij kwam de kamer binnen.

Odaya bir fare geldi.

Er is een muis in de kamer gekomen.

Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.

Toen ik de kamer binnenkwam was ze piano aan het spelen.

Onun odaya girdiğini gördüm.

Ik zag hem de kamer binnengaan.

Tom çekinmeden odaya girdi.

Tom ging zonder aarzel de kamer in.

John odaya doğru koştu.

John liep de kamer in.

Küçük kız odaya girdi.

Het kleine meisje kwam de kamer binnen.

- Tom gergin biçimde odaya girdi.
- Tom sinirli bir şekilde odaya girdi.

Tom ging zenuwachtig de kamer binnen.

Bu odaya kaç kişi sığabilir?

Hoeveel mensen kunnen in deze kamer?

Tom odaya giren ilk kişiydi.

Tom was de eerste om de kamer te betreden.

Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.

Hij ging de kamer in met zijn hoed af.

Ben adamın odaya girdiğini gördüm.

Ik zag de man de kamer binnengaan.

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Toen ze de kamer binnen kwam, stond hij op.

On kişi küçük bir odaya tıkıştırıldı.

Tien mensen stonden op elkaar gepakt in de kleine kamer.

Daha büyük bir odaya ihtiyacım var.

Ik heb een grotere kamer nodig.

Hiçbir öğrencinin odaya girmesine izin verilmiyor.

- Er mogen geen studenten in de kamer.
- In de kamer mogen er geen studenten.
- Studenten mogen de kamer niet binnen.

Mary kendini tüm pencereleri kapalı odaya kapattı.

Mary sloot zichzelf op in haar kamer en deed alle ramen dicht.

- Bir odaya ihtiyacım var.
- Bir oda istiyorum.

Ik heb een kamer nodig.

Tom odaya girdi, bir demet çiçek taşıyordu.

Tom kwam de kamer binnen met een bos bloemen.

Mary odaya girdiğinde Tom mışıl mışıl uyuyordu.

Tom was diep in slaap toen Mary de kamer binnenkwam.

Tom, annesi odaya girdiğinde Mary'yi öpmek üzereydi.

Tom stond op het punt Maria te kussen toen zijn moeder de kamer binnenkwam.

Tom odaya girer girmez herkes mutlu görünmeye başladı.

Zodra Tom de kamer binnenkwam, begon iedereen gelukkig te kijken.

Bu odaya girdiğim dakikadan beri gözlerimi senden ayıramadım.

Vanaf het moment dat ik deze ruimte binnenkwam, heb ik mijn ogen niet van je af kunnen houden.

Üç sonra, sizi Fransızca konuşan biri ile aynı odaya koyacağız.

Over drie maanden ga je op gesprek met een Franstalige.

Herhangi birinin bu odaya girmesine ya da yaklaşmasına izin verme.

Laat niemand de kamer binnengaan of in de buurt ervan komen.

Bu kız odaya girince, her çocuk onun küçük şapkasına gülüyordu.

Toen het meisje de kamer binnen kwam, lachten enkele jongens haar uit om haar klein hoedje.

Odaya girmesiyle beraber, masanın üzerinde bir mum yandığını fark etmesi bir oldu. Mumun daha önce orada olmadığını hatırlıyordu.

Bij het binnengaan van de kamer bemerkte hij dat er een kaars brandde op tafel. Hij herinnerde zich, dat die kaars daar tevoren niet was.