Translation of "Göründüğünü" in Spanish

Onun aptala göründüğünü biliyorum.

Sé que suena tonto.

Onun nasıl göründüğünü biliyorum.

Yo sé cómo suena eso.

Bunun iyi göründüğünü düşündüm.

Pensé que sonaba bien.

"Eğer insanlara nasıl göründüğünü gösterip

"Si muestras a los demás cómo es tu cara y das una explicación,

Tuhaf göründüğünü biliyorum ama doğru.

Sé que suena extraño, pero es verdad.

Tom Mary'nin meşgul göründüğünü söyledi.

Tom dijo que Mary estaba ocupada.

Tom Mary'nin sarhoş göründüğünü söyledi.

Tom dijo que Mary parecía borracha.

Onun sakallı daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

Yo pienso que él se ve mejor con barba.

O elbiseyi giyerek nasıl göründüğünü düşünüyorsun?

- ¿Cómo crees que te verías usando ese vestido?
- ¿Cómo crees que lucirías llevando ese vestido puesto?

Bunun çılgınca göründüğünü biliyorum ama bu doğru.

Sé que suena loco, pero es cierto.

Çölde bir vahanın ne gibi göründüğünü gördük.

Vimos lo que parecía ser un oasis en el desierto.

Bu lazer ışığın elimde nasıl göründüğünü görüyor musunuz?

¿Ven este puntero láser y el punto que hace en mi mano?

Bunun küçük bir güvenlik zindanı gibi göründüğünü söyledi.

Dijo que parecía una prisión de mínima seguridad.

Bu gece ne kadar güzel göründüğünü sana söyledim mi?

¿Te he dicho lo guapa que estabas esta noche?

Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

Creo que Tom se veía mejor antes de rasurarse la barba.

Tom, Mary'nin çok hayal kırıklığına uğramış gibi göründüğünü söyledi.

Tom dice que María parece estar muy decepcionada.

Polis onun kafasına kendi açtığı kurşun yarası gibi göründüğünü söyledi.

El policía dijo que parecía tratarse de una herida auto-infligida a la cabeza.

Dünyanın gerçekten nasıl göründüğünü görmenin en iyi yolu bir uzaydan bakmaktır.

La mejor manera de ver lo que la tierra realmente parece es mirar un globo.

Tom Mary'nin onun nerede olduğunu nasıl her zaman biliyor gibi göründüğünü merak etmeye başladı.

Tom comenzó a preguntarse cómo Mary siempre parecía saber dónde él había estado.