Translation of "Evini" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Evini" in a sentence and their spanish translations:

Evini görüyorum.

- Yo veo tu casa.
- Estoy viendo tu casa.

O, evini boyuyor.

Él está pintando su casa.

Onun evini görüyorum.

Estoy viendo su casa.

Onların evini seviyorum.

Me encanta su casa.

Marcus'un evini gördüm.

Vi la casa de Marcus.

Evini görmek istiyorum.

Quiero ver tu casa.

Tom evini sattı.

Tom vendió su casa.

Tom evini satacak.

Tom va a vender su casa.

Tom evini satıyor.

Tom vende su casa.

Senin evini beğeniyorum.

Me gusta tu casa.

O evini satışa koydu.

Él puso su casa en venta.

Ben onun evini bulamadım.

No pude encontrar su casa.

Bana evini satar mısın?

¿Me vende su casa?

O, evini satışa koydu.

Ella puso su casa en venta.

O, evini ateşe verdi.

Él le prendió fuego a su propia casa.

Onun evini bulmakta zorlandım.

Me costó encontrar su casa.

Tom henüz evini boyamadı.

Tom no ha pintado su casa aún.

Evini satmak istiyor musun?

¿Quieres vender tu casa?

Onun evini kolayca buldum.

Encontré fácilmente su casa.

Tom Boston'daki evini sattı.

- Tom ha vendido su casa en Boston.
- Tom vendió su casa en Boston.

Tom evini tekrar sattı.

- Tom revendió su casa.
- Tom ha revendido su casa.

Tom'un evini yıldırım çarptı.

Un rayo cayó en la casa de Tom.

Onun evini bulmak kolay.

Su casa es fácil de encontrar.

Tom'un evini bulmak kolaydır.

La casa de Tom es fácil de encontrar.

Tom evini satmayı düşünüyor.

Tom está pensando en vender su casa.

Tom, Mary'nin evini bulamadı.

Tom no pudo encontrar la casa de Mary.

Tom Ann'e evini satmasını önerdi.

Tom le sugirió a Ann que debería vender la casa.

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

Yo visité la casa de mi abuela.

Evini henüz temizlemediğini tahmin ediyorum.

Me imagino que tú todavía no has limpiado la casa.

Tom hayallerinin evini yapmak istiyor.

Tom quiere construir la casa de sus sueños.

Polis,Tom Smith'in evini araştırdı.

La policía inspeccionó la casa de Tom Smith.

Ben onun evini sattığını duyuyorum.

He oído que vendió su casa.

Onun evini bulmada zorluk çekmedim.

No tuve problemas para encontrar su casa.

Evini kiraya vermek istiyor musun?

¿Quiere usted arrendar su casa?

Biz adamın evini satın aldık.

Compramos la casa de ese hombre.

O, kendi evini ateşe verdi.

Él prendió fuego a su propia casa.

Tom kendi evini inşa etti.

Tom construyó su propia casa.

Tom Mary'nin evini ateşe verdi.

Tom le prendió fuego a la casa de Mary.

Tom evini satmaya karar verdi.

Tom ha decidido vender su casa.

Tom geçen yaz evini boyattı.

Tom hizo que pintaran su casa este verano.

Onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.

- Me costó encontrar su casa.
- Tuve problemas para encontrar su casa.
- Me costó dar con su casa.

En son ne zaman evini boyadın?

¿Cuándo fue la última vez que pintaste tu casa?

Evini bitirmek Tom'un on yılını aldı.

Le tomó 10 años a Tom terminar su casa.

Evini bir görsen, yoksul olduğunu anlarsın.

Si ves su casa, sabrás que él es pobre.

Evini temizleyerek ne kadar zaman harcıyorsun?

¿Cuánto tiempo pasás limpiando tu casa?

Evini satıp satmayacağına karar verdin mi?

¿Has decidido si vas o no vas a vender tu casa?

Ben caddeyi bulabildim ama onun evini bulamadım.

Pude encontrar la calle, pero no encontrar su casa.

Dün onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.

Me costó algo de trabajo encontrar su casa ayer.

Tom Mary'nin evini bulmakta biraz sorun yaşadı.

Tom tuvo algunos problemas para encontrar la casa de Mary.

Ağabeyim geçen ay kendi evini inşa etti.

Mi hermano mayor construyó su propia casa el mes pasado.

Onlar intikam için komşularının evini ateşe verdi.

Ellos incendiaron la casa del vecino en venganza.

Tom Mary'nin evini bulmada biraz sorun yaşamıştı.

Tom tuvo un poco de problemas para encontrar la casa de María.

Mary evini boyaması için Tom'u işe aldı.

Mary contrató a Tom para pintar su casa.

Bir öğrenci büyük oyun yazarının evini ziyaret etti.

Un estudiante visitó la casa del gran dramaturgo.

Yüksek bina onların evini güneş ışığından yoksun bıraktı.

El alto edificio privaba a su casa de la luz del sol.

- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?

¿Le vas a vender tu casa a él?

O yakında anne ve babasının evini terk edecek.

Él abandonará pronto el domicilio familiar.

Uzun boylu bir ağaç evini bizim bakışımızdan sakladı.

Un árbol grande nos tapaba la casa.

Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.

Ellos renovaron la casa de su abuela y trajeron muebles modernos.

Sen hiç evini bir parti için dekore ettin mi?

¿Alguna vez has decorado tu casa para una fiesta?

O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.

Él pidió prestado dinero al banco para comprar una casa nueva.

- Dün, Tom'un evini ziyaret ettim.
- Dün Tom'un evine uğradım.

Ayer visité la casa de Tom.

Onların evini ziyaret ettiğimde çift, bir tartışmanın tam ortasındaydı.

Cuando visité su departamento, la pareja estaba justo en medio de una pelea.

- O bir satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

Él se disfrazó de vendedor y visitó su casa.

Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyi ki o anda evde değildi.

La bomba voló la casa de Tom en cenizas. Por suerte, él no estaba en casa en aquel momento.

Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.

Realicé varias llamadas telefónicas a la residencia del señor Yamada, pero nadie respondió las llamadas.