Translation of "Başladığı" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Başladığı" in a sentence and their spanish translations:

Bu hepsinin başladığı yer.

Aquí es donde todo comenzó.

O başladığı şeyi sonuçlandırır.

Él consigue todo lo que se propone hacer.

Bu öğrenmemizin başladığı Hint alfabesi.

y ese es el alfabeto en hindi, donde comienza nuestro aprendizaje.

Bu her şeyin başladığı nokta.

Y de ahí viene todo esto.

Bazı başladığı projeleri bitiremedi bile

Ni siquiera pudo terminar algunos de los proyectos que comenzó.

Montgomery her şeyin başladığı yerdi.

- Montgomery fue donde comenzó todo.
- Fue en Montgomery donde todo empezó.
- Donde todo surgió fue en Montgomery.

Denizin başladığı yerde kara biter.

La orilla acaba ahí donde comienza el mar.

Burası her şeyin başladığı yerdir.

Aquí es donde todo empezó.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

Él logró al fin su objetivo.

Çoğumuzun yeni anlamaya başladığı bir şeye...

Que la mayoría de nosotros apenas empieza a entender.

Düşündüğüne dair söylentilerin başladığı Porto'yu işgal etti .

coronarse rey de Portugal.

Yağmur yağmaya başladığı için, eve doğru koştum.

Como empezó a llover, me fui corriendo directamente a casa.

Albümdeki piyanist, Tommy Flanagan'ın doğaçlamasına başladığı an.

Este sucede cuando Tommy Flanagan, el pianista en este álbum, comienza su solo.

Bu, aynı zamanda Göbekli'deki aktivitenin oluşmaya başladığı zaman.

Y en ese momento empezó la actividad en Göbekli.

Ama kız arkadaşı Kay ile etkileşime başladığı anda

Pero en el momento en que comienza a interactuar con su novia Kay,

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

En cuanto ponga sus 15 huevos, debe volver a donde empezó.

O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.

Ella está ganando un montón de dinero con el negocio que empezó.

Tom dün gece okumaya başladığı kitabı zaten bitirdi.

Tom ya ha terminado el libro que empezó a leer anoche.

Tom'un sevmeye başladığı kız da onu sevmeye başlamıştı.

La chica a la que Tom estaba empezando a amar también estaba empezando a quererle.

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

Nunca se determinó con precisión cómo comenzó el incendio: pero lo más probable es que fuera una chispa del cableado dañado

Silisyalı zırhlı süvariler Müslüman hattıyla çarpışmaya başladığı gibi hatları dağılmıştı.

La caballería armada ciciliana hizo contacto con la línea musulmana

Benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.

y los llevaré al momento en que esto comenzó para mí en el año 2010,

En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.

Es mucho más extremo que nuestra ciencia ficción más loca. Recuerdo el día en que comenzó todo.