Translation of "ölmek" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "ölmek" in a sentence and their spanish translations:

- Ölmek istiyorum.
- Ben ölmek istiyorum.

Quiero morir.

Ölmek üzereyim.

Estoy a punto de morirme.

Ölmek istiyorum!

- ¡Tierra, trágame!
- ¡Me quiero morir!
- ¡Qué vergüenza más horrorosa!

Ölmek istemiyorum!

¡No quiero morir!

Ölmek istedim.

Quiero morir.

Ölmek istemiyoruz.

No queremos morir.

Ölmek istemiyorum.

¡No quiero morir!

Ölmek istemiyordum.

Yo no deseaba morir.

- Burada ölmek istemiyorum.
- Burada ölmek istemem.

- No quiero morir acá.
- No quiero morir aquí.

Şimdi ölmek istemiyorum.

No quiero morir ahora.

Daha ölmek istemiyorum.

- No quiero morir aún.
- Aún no quiero morir.

O ölmek üzere.

Está a punto de morir.

Tom ölmek istedi.

Tom quería morir.

Yarın ölmek istemiyorum.

No quiero morir mañana.

Kimse ölmek istemez.

Nadie quiere morir.

Hepimiz ölmek zorundayız.

Todos tenemos que morir.

Birisi ölmek üzere.

Alguien está a punto de morir.

Yalnız ölmek istemiyorum.

- No quiero morir solo.
- No quiero morir sola.

Niçin ölmek istiyorsun?

- ¿Por qué quieres morir?
- ¿Por qué te quieres morir?

Büyükbaba ölmek üzere.

El abuelo está a punto de morir.

- Ölmek için çok gençsiniz.
- Ölmek için çok gençsin.

- Eres demasiado joven para morir.
- Sois demasiado jóvenes para morir.

Umutsuzdum ve ölmek istiyordum.

No tenía esperanza y quería morir.

Onun kocası ölmek üzere.

Su marido está a punto de morir.

Ölmek zorunda olduğunu unutma.

- Recuerda que debes morir.
- Acordate que tenés que morir.

Ben ölmek üzere miydim?

¿Estuve a punto de morir?

Ben böyle ölmek istemiyorum.

No quiero morir así.

Genç ölmek onun kaderiydi.

Era su destino morir joven.

- Onlar ölmek zorunda.
- Ölmeliler.

Deben morir.

Ölmek için çok gençsin, arkadaşım.

- Eres muy joven para morir, amigo.
- Amigo mío, eres demasiado joven para morir.

Ölmek, aşık olmaktan daha kolaydır.

Es más fácil morir que amar.

Ben ölmek için hazır mıyım?

¿Estoy preparado para morir?

Getter Jaani ile ölmek istiyorum.

Quiero morir con Getter Jaani.

Ben ölmek için çok gencim!

¡Soy demasiado joven para morir!

Gerçek şu ki ölmek istedim.

La verdad es que yo quería morirme.

Ölmek üzere olanlar sizi selamlıyor.

Los que van a morir te saludan.

Ölmek kolaydı, ama sen vardın.

Era fácil morir, pero llegaste tú.

üstelik ölmek onlar için problem değildir

además, morir no es un problema para ellos

Ölmek için en iyi yol bu.

Esta es la mejor manera de morir.

John doğduğu yerde ölmek istediğini söylüyor.

John dice que quiere morir en el mismo lugar en que nació.

Bugün ölmek için güzel bir gün.

- Hoy es un buen día para morir.
- Hoy es un bonito día para morir.

Ölüm hücresindeki birçok mahkum ölmek istemediğini söylüyor.

Muchos presos en el corredor de la muerte dicen que no quieren morir.

Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek daha iyidir.

Es mejor morir de pie que vivir arrodillado.

Utanç içinde yaşamaktansa onurlu ölmek daha iyidir.

Una muerte honorable es preferible a una vida de desgracia.

Bu bilgisayar her gün donuyor. Ölmek üzere.

Este computador se congela todos los días. Está a punto de morir.

- Ölürsem kimsenin beni bulmayacağı bir yerde ölmek istiyorum.
- Eğer ölürsem, hiç kimsenin beni bulmayacağı yerde ölmek istiyorum.

Si muero, quiero morir donde nunca nadie me encuentre.

Virüsün tek etkisi boğularak ölmek de değil üstelik

Además, el único efecto del virus es no morir por ahogamiento.

Ama o zaman gerçekten burada ölmek istiyor musun?

Pero entonces, ¿realmente quieres morir aquí?

Dizlerimizin üzerinde yaşamaktansa, ayaklarımızın üzerinde ölmek daha iyidir.

Es mejor morir de pie a vivir arrodillado.

Tek başına yemek yemek, tek başına ölmek gibidir.

Comer solo es como morir solo.

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.

Y luego vi que se arrastró fuera de la guarida, apenas con vida.

Ben cennete gitmek istiyorum ama oraya gitmek için ölmek istemiyorum!

¡Quiero ir al cielo, pero no quiero morir para llegar ahí!

Antik Yunan'da genç yaşta ölmek "güzel ölüm" olarak görülürdü, çünkü en güzel çağınızda ölüp hep o hâlinizle hatırlanmış oluyordunuz.

En la antigua Grecia, morir joven se consideraba una "muerte hermosa" porque mueres en tu mejor momento y serás recordado para siempre tal como eras.