Translation of "ölür" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "ölür" in a sentence and their spanish translations:

Herkes ölür.

Todo el mundo muere.

Umut sonunda ölür.

- La esperanza muere al último.
- La esperanza muere al final.

Herkes sonunda ölür.

Al final, todo el mundo se muere.

Onu bırakırsak, kanamadan ölür.

Si lo dejamos, morirá desangrado.

Sen ölürsen herkes ölür.

Si mueres, todos morirán.

İnsanlar her gün ölür.

Todos los días muere gente.

Sigara içenler genç ölür.

Los fumadores mueren jóvenes.

Çiçekler su olmadan ölür.

Las flores mueren con la falta de agua.

Savaşta önce gerçekler ölür.

En la guerra primero mueren las verdades.

Herkes ölür. Ben de yaşlanacağım.

Todo el mundo muere. Yo también envejeceré.

Trafik kazalarında birçok insan ölür.

Mucha gente muere en accidentes de tráfico.

At ölür, itlere bayram olur.

Cuando el casero no está, los inquilinos juegan.

Tüm canlılar bir gün ölür.

Todo lo que vive morirá algún día.

Güneş sönse bütün hayat ölür.

- Si el sol se apagara, todo tipo de vida moriría.
- Si el sol se apagara, todo lo vivo moriría.

İyi insanlar her gün ölür.

Cada día gente buena muere.

Önce hayaller ölür, sonra insanlar.

Primero mueren los sueños, después la gente.

Güneş sönse bütün yaşayan şeyler ölür.

Si el sol se apagara, todas las cosas vivas morirían.

Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.

Los cuerpos crecen lento y mueren rápido.

Her gün birçok iyi insan ölür.

- Mucha gente buena muere cada día.
- Mucha gente buena muere a diario.

Kahramanlar ölmez. Sadece kötü adamlar ölür.

Los héroes no mueren. Solo los malos.

Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.

Los envidiosos mueren, la envidia nunca.

Kıskanç insanlar ölür ama kıskançlık ölmez.

La gente celosa muere pero los celos no.

Sence her yıl kanserden kaç kişi ölür?

¿Cuántos hombres crees que mueren de cáncer cada año?

Kedi bir oyun oynar ama fare ölür.

El gato juega un juego, pero el ratón muere.

Kıskanç insanlar ölür ama kıskançlık asla ölmez.

Los envidiosos mueren, la envidia nunca.

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.

El cuerpo del hombre es mortal, pero su alma es inmortal.

- İnsanlar her gün ölür.
- İnsanlar her gün ölürler.

Todos los días gente muere.

Tanrılar bile artık kimse onlara inanmadığı zaman ölür.

Incluso los dioses mueren cuando nadie más cree en ellos.

- Kılıçla yaşayan kılıçla ölür.
- Su testisi su yolunda kırılır.

El que a hierro mata a hierro muere.

- At ölür, itlere bayram olur.
- Kedinin olmadığı yerde fareler cirit atar.

- Cuando el gato sale, los ratones hacen fiesta.
- Cuando el gato está ausente, los ratones se muestran valientes.

Medeniyet, bir çocuğa benzer ki; dünyaya gelir, rüşdüne erer, büyür, ihtiyarlar ve sonunda da ölür.

La civilización se parece a un niño: viene al mundo, alcanza la madurez, se hace mayor, envejece, y finalmente también muere.

Güzel kadınlar genç ölür- ya da öylesine demişler. Eğer öyleyse benim karım uzun bir hayat yaşayacak.

Las mujeres hermosas mueren jóvenes (o eso dice el dicho). En ese caso, mi mujer va a vivir una larga vida.