Translation of "çalmayı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "çalmayı" in a sentence and their spanish translations:

Gitar çalmayı biliyor.

Ella sabe tocar la guitarra.

Chopin çalmayı severim.

Me encanta interpretar a Chopin.

Klarnet çalmayı öğreniyorum.

Estoy aprendiendo a tocar el clarinete.

Cümlelerimi çalmayı bırak.

Deja de robarme las frases.

Piyano çalmayı seviyorum.

Me gusta tocar el piano.

- Ted trompet çalmayı sever.
- Ted trompet çalmayı seviyor

A Ted le gusta tocar la trompeta.

Bu ölçeği çalmayı deneyin.

Intenta tocar esta escala.

Babam gitar çalmayı sever.

A mi padre le encanta tocar guitarra.

O ıslık çalmayı bilir.

Él sabe silbar.

Şimdi gitar çalmayı öğreniyorum.

Ahora estoy aprendiendo a tocar la guitarra.

Telefon zil çalmayı durdurdu.

El teléfono dejó de sonar.

Islık çalmayı biliyor musun?

¿Sabes chiflar?

O gitar çalmayı bilir.

Sabe tocar la guitarra.

Jim davul çalmayı seviyor.

A Jim le gusta tocar la batería.

Aynştayn keman çalmayı seviyordu.

A Einstein le gustaba tocar el violín.

Keman çalmayı nasıl öğrendin?

¿Cómo aprendiste a tocar el violín?

O, kapıyı çalmayı denedi.

Él intentó llamar a la puerta.

Tom piyano çalmayı öğreniyor.

Tom está aprendiendo a tocar la flauta.

Flüt çalmayı öğrenmek istiyorum.

Quiero aprender a tocar la flauta.

Öğrencilerden bazıları gitar çalmayı severler.

A algunos de los estudiantes les gusta tocar la guitarra.

Gitar çalmayı öğrenmek ister misin?

¿Querés aprender a tocar la guitarra?

Tom piyano çalmayı biliyor mu?

¿Tom sabe tocar el piano?

Tom'un akordeon çalmayı bildiğini unuttum.

Me he olvidado de que Tom sabía tocar el acordeón.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

Aprendí a tocar la guitarra a los diez años.

Senin harp çalmayı bırakmana inanamıyorum.

No puedo creer que dejaras de tocar el harpa.

Sanırım obua çalmayı öğrenmem imkansızdır.

Supongo que es imposible que yo aprenda a tocar el oboe.

Arp çalmayı öğrenmeye karar verdim.

He decidido aprender a tocar el arpa.

Tom flüt çalmayı da sever.

A Tom también le gusta tocar la flauta.

Roger Miller gitar ve keman çalmayı öğrendi. Çok daha sonra, davul çalmayı öğrendi.

Roger Miller aprendió a tocar la guitarra y el violín. Mucho más tarde, aprendió a tocar la batería.

Ben bir flüt solo çalmayı düşünüyorum.

Pienso tocar un solo de flauta.

Her zaman obua çalmayı öğrenmek istedim.

Siempre quise aprender a tocar el oboe.

Bana gayda çalmayı öğretebileceğini düşünüyor musun?

¿Crees que podrías enseñarme a tocar la gaita?

Tom kemanda İrlanda melodileri çalmayı seviyor.

A Tom le encanta tocar melodias irlandesas en el violín.

Ben her zaman trombon çalmayı istedim.

Siempre he querido tocar el trombón.

Ben her zaman davul çalmayı öğrenmek istedim.

Siempre quise aprender a tocar la batería.

- John gitar çalamaz.
- John gitar çalmayı bilmiyor.

John no sabe tocar la guitarra.

Tom'un flüt çalmayı bilip bilmediğini merak ediyorum.

Me pregunto si Tom sabe tocar la flauta.

Keşke o, o aptal müziği çalmayı durdursa.

Ojalá dejara de tocar esa estúpida música.

Babam beni piyano çalmayı öğrenmek için cesaretlendirdi.

Mi papá me animó a aprender el piano.

Tom ve Mary birlikte müzik çalmayı seviyorlar.

Tom y Mary disfrutan tocando música juntos.

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.

Ningún músico hubiera pensado en tocar esa música en el funeral.

Piyano, gitar ya da flüt çalmayı öğrenmek isterim.

Me gustaría aprender a tocar el piano, la guitarra o la flauta.

Tom gitar çalmayı gerçekten seviyor, ama o şarkı söylemeyi sevmiyor.

A Tom le gusta mucho tocar la guitarra, pero no le gusta cantar.

Hangi müzik aletini çalmayı öğrenmek istersen iste, en önemli şey başlangıçtan beri hiç hata yapmamaktır, çünkü hatalar doğru yaptığın şeylerden daha kolay akla yerleşir.

No importa qué instrumento musical quieras aprender a tocar, lo más importante es que, desde el principio, no cometas errores, porque los errores se quedan grabados en tu mente con mucha más facilidad que cualquier cosa que hagas correctamente.