Translation of "Ölümü" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Ölümü" in a sentence and their spanish translations:

Ölümü düşün.

Piensa en la muerte.

Bir insanın ölümü trajedi, milyonlarca kişinin ölümü bir istatistik.

La muerte de un hombre es una tragedia, la de millones, una estadística.

Şair ölümü uykuya benzetti.

El poeta comparó la muerte con dormir.

Onun ölümü hepimizi şaşırttı.

Su muerte nos sorprendió a todos.

Onun ölümü herkesi üzdü.

- Su muerte puso a todos tristes.
- Su muerte entristeció a todos.

Tom'un ölümü bir kazaydı.

La muerte de Tomás fue un accidente.

Kızının ölümü üzerine ağladı.

Él lloró por la muerte de su hija.

Hayatı öldürmeden ölümü nasıl yeniyorsunuz?

¿Cómo derrotas a la muerte sin matar la vida?

Onun ölümü kısmen benim hatamdı.

Su muerte fue en parte mi culpa.

Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.

La muerte de su marido fue su renacimiento.

Baykuşlar ölümü önceden haber verebilirler.

Los búhos anuncian la muerte.

Onun ölümü büyük bir kayıptır.

Su muerte es una gran pérdida.

Ölümü karısı için büyük şoktu.

Su muerte le causó un gran impacto a su mujer.

Eski devlet başkanının ölümü duyuruldu.

Han anunciado la muerte del ex-presidente.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

Y entonces inventas una historia sobre la muerte del padre y la forma en que

Ben onurlu bir ölümü tercih ederim.

Preferiría una muerte honorable.

Hikaye onun ölümü ile sona erer.

La historia termina con su muerte.

Kralın ölümü bir savaşa yol açtı.

La muerte del rey provocó una guerra.

Onun ani ölümü bir trajedi idi.

Su repentina muerte fue una tragedia.

Tom John'un ölümü için Mary'yi suçluyor.

Tom culpa a María por la muerte de Juan.

Tom'un ölümü için beni suçladığını biliyorum.

Sé que me culpas por la muerte de Tom.

Tom karısının ölümü için seni suçluyor.

Tom te culpa por la muerte de su esposa.

Başkanın ölümü büyük üzüntüye neden oldu.

La muerte del presidente causó gran duelo.

Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu.

La muerte de mi abuela fue un gran shock.

Onun ölümü üzerine timsah gözyaşları döktü.

Ella derramó lágrimas falsas sobre su muerte.

Tom'un ölümü bir sürpriz olarak geldi.

La muerte de Tom vino de sorpresa.

Erkek kardeşinin ani ölümü onları şaşırttı.

La repentina muerte de su hermano los sorprendió.

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

Su lenta y dolorosa muerte preocupó profundamente a Napoleón.

Öğrenciler uzun süre beyin ölümü sorununu tartıştı.

Los estudiantes discutieron por mucho tiempo el problema de la muerte cerebral.

Roman bir kahramanın ölümü ile sona erer.

La novela termina con la muerte de la heroína.

Hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez.

Nadie merece morir así.

Tom Mary'nin ölümü için hâlâ seni suçluyor.

Tom aún te culpa por la muerte de María.

Mary'nin ölümü için hâlâ Tom'u suçladığını biliyorum.

Sé que aún culpas a Tom por la muerte de María.

Onun ölümü tarihimizde bir dönemin bitişini gösterir.

Con su muerte culmina una etapa de nuestra historia.

Onun ölümü ülkemiz için büyük bir kayıptı.

Su muerte fue una gran pérdida para nuestro país.

Hikaye ana karakterin ölümü ile sona erer.

La historia termina con la muerte del personaje principal.

Putperestler hayatı tanrılaştırdılar ve hıristiyanlar ölümü tanrılaştırdılar.

- Los paganos han deificado la vida y los cristianos han deificado la muerte.
- Los paganos han divinizado la vida y los cristianos han divinizado la muerte.

Eski devlet başkanının ölümü henüz ilan edilmedi.

La muerte del expresidente todavía no fue declarada.

Ronnie James Dio'nun ölümü beni çok üzdü.

La muerte de Ronnie James Dio me entristeció mucho.

Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.

Su muerte fue una gran pérdida para nuestra compañía.

Bir aşkın ölümü başka bir şey doğurur.

La muerte de un amor da nacimiento a otro.

Bir sevginin ölümü bir başkasına yol açar.

La muerte de un amor abre el camino a otro.

- Tom ölümünü tezgâhladı.
- Tom'un ölümü kendi tezgâhıydı.
- Tom'un ölümü kendi kurgusuydu.
- Tom kendini ölmüş gibi gösterdi.

Tom fingió su muerte.

Mezarlıklar İslamiyet'e göre sadece ölümü hatırlamak için vardır

los cementerios son según el Islam solo para recordar la muerte

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

Es casi seguro que la muerte de Ragnar en un pozo de serpientes está inventada.

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

A menudo asociamos el negro con la muerte.

Tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

y creo que esa es una de las razones por las que ningún orangután ha matado a un ser humano.

Babasının ani ölümü nedeniyle, ülke dışında yaşama planlarını terk etti.

Debido a la repentina muerte de su padre, él abandonó sus planes de vivir fuera del país.

Mareşal Lannes'in ölümü, Napolyon ve ordu için büyük bir darbe oldu.

La muerte del mariscal Lannes fue un gran golpe para Napoleón y el ejército.

"Kolay bir ölüm" "Ivan Illich'in Ölümü" Leo Tolstoy'un romanından uyarlanan bir film "

"La muerte fácil" es una película basada en la novela de León Tolstói "La muerte de Iván Ilich".

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

Estoy en contra de usar la muerte como castigo. También estoy en contra de usarla como recompensa.

Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.

¡Queridos Hermanos y Hermanas, Jesucristo ha resucitado! El amor ha triunfado sobre el odio, la vida venció a la muerte, la luz ha disipado las tinieblas!

İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.

El hombre tiene muchos deseos que en realidad no quiere satisfacer, y sería un malentendido imaginar lo contrario. Quiere que sigan siendo deseos, tienen valor únicamente en su imaginación, su cumplimiento sería una amarga decepción para él. Un deseo así es el deseo de la vida eterna. Si se cumpliera, el hombre llegaría a hastiarse de vivir eternamente, y anhelaría la muerte.