Translation of "Uykuya" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Uykuya" in a sentence and their spanish translations:

Bebek uykuya daldı.

El bebé se durmió.

Uykuya ihtiyacım var.

- Tengo que dormir.
- Necesito dormir.

- Uyuyakaldım.
- Uykuya gittim.

- Me dormí.
- Me quedé dormido.
- Me quedé dormida.

O uykuya daldı.

Ella se durmió.

Uykuya ihtiyacın olacak.

Necesitarás dormir.

Ölüm uykuya benzer.

La muerte es similar al sueño.

Tom uykuya daldı.

- Tom se cayó dormido.
- Tom se durmió.

uykuya ihtiyacınız olduğunu biliyoruz,

para preparar el cerebro,

Uykuya dalmak elimde değildi.

- No pude contener el sueño.
- No pude evitar quedarme dormido.

Şair ölümü uykuya benzetti.

El poeta comparó la muerte con dormir.

Radyo açıkken uykuya daldı.

- Él se durmió con la radio prendida.
- Él se durmió con la radio encendida.

O hemen uykuya daldı.

Él se durmió enseguida.

Lambayı kapatıp uykuya daldım.

Apagué la lámpara y me quedé dormido.

Sonunda bebek uykuya daldı.

Al fin, el bebé se quedó dormido.

Çocukların uykuya ihtiyacı var.

Los niños necesitan dormir.

İkimiz de uykuya daldık.

Los dos nos quedamos dormidos.

Yorgunum, fakat uykuya dalamam.

Estoy cansada, pero no puedo quedarme dormida.

Tom nihayet uykuya daldı.

Tom al fin se quedó dormido.

Tom kanepede uykuya daldı.

Tom se quedó dormido en el sofá.

Ders sırasında uykuya daldım.

Me quedé dormido en clases.

Tom uykuya dalmak üzere.

Tom está a punto de quedarse dormido.

TV izlerken, ben uykuya daldım.

- Me quedé dormido viendo televisión.
- Me quedé dormida viendo televisión.

Tom'un biraz uykuya ihtiyacı var.

Tom necesita dormir un poco.

O, derin bir uykuya daldı.

Ella se hundió en un profundo sueño.

Çocukların çok uykuya ihtiyacı vardır.

Los niños necesitan mucho sueño.

Bebek uykuya dalmış gibi görünüyordu.

El bebe parecía estar profundamente dormido.

Uzun bir uykuya ihtiyacım var.

Necesito una larga siesta.

Kısa bir uykuya ihtiyacım var.

Necesito una siesta.

Dokuz saat uykuya ihtiyacım var.

Necesito nueve horas de sueño.

Sonunda ikisi de uykuya daldı.

Al final los dos se quedaron dormidos.

Sadece biraz uykuya ihtiyacım var.

Solo necesito dormir un poco.

Bence biraz uykuya ihtiyacın var.

Creo que necesitas dormir un poco.

Uykuya dalmak uzun zamanımı aldı.

Me tomó harto tiempo quedarme dormido.

Tom derin bir uykuya daldı.

Tom cayó en un profundo sueño.

Tom kitap okurken uykuya daldı.

Tom se quedó dormido mientras leía.

Araba sürerken uykuya dalmaktan korktum.

Tenía miedo de dormirme mientras manejaba.

O pencere açıkken uykuya daldı.

Se quedó dormido con la ventana abierta.

Çocukların çok uykuya ihtiyaçları vardır.

Los niños necesitan mucho sueño.

Kaç saat uykuya ihtiyacın var?

¿Cuántas horas de sueño necesitas?

Biz çocuğu uykuya dalmış bulduk.

Encontramos al niño durmiendo profundamente.

Tom sınıf içinde uykuya daldı.

Tom se quedó dormido en clases.

Tom giysileri ile uykuya daldı.

Tom se quedó dormido con la ropa puesta.

Tom televizyon izlerken uykuya daldı.

Tom se quedó dormido viendo televisión.

Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır.

Los niños necesitan mucho sueño.

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

Me duermo fácilmente mientras miro televisión.

Yarın sabah uykuya dalıp geç kalma.

No te quedes dormido mañana en la mañana.

Babam eve gelmeden önce uykuya daldım.

Me quedé dormida antes de que mi padre llegara a la casa.

Tom gözlerini kapattı ve uykuya daldı.

Tom cerró los ojos y se durmió.

Muhtemelen beklemekten yoruldu ve uykuya daldı.

Probablemente se cansó de esperar y se durmió.

Ben hiç uykuya dalmakta zorluk yaşamadım.

Yo nunca he tenido problemas para dormirme.

Fareler uykuya dalarken beyinlerini dinlemeye devam ettiler

siguieron escuchando el cerebro de las ratas mientras dormían

- Bebek beşikte uykuya daldı.
- Bebek beşikte uyuyakaldı.

El bebé se quedó dormido en la cuna.

Babam TV izlerken sık sık uykuya dalar.

Mi padre suele quedarse dormido viendo la televisión.

Belki de sadece biraz uykuya ihtiyacım var.

Quizás solo necesite dormir un poco.

Tom televizyon izlerken kanapenin üzerinde uykuya dalmış.

Tom se durmió en el sofá mientras miraba televisión.

O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.

Se durmió al volante y tuvo un accidente.

Günde en az 8 saat uykuya ihtiyacımız var.

Necesitamos al menos ocho horas de sueño al día.

Tom neredeyse her zaman TV izlerken uykuya dalar.

Tom casi siempre se queda dormido mientras ve la TV.

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

Por lo que nunca desarrolló una forma de solucionarla.

Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.

Cuanto más viejo eres, menos necesitas dormir.

Saat dokuzda yatmaya gittim ama saat onda uykuya daldım.

Me acosté a las 9pm, pero me dormí a las 10pm.

Sürücülerden biri direksiyon başında uykuya daldı, kazaya sebep oldu.

Uno de los conductores se durmió al volante, provocando el accidente.

Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.

Después de comer, siempre me da sueño.

- Direksiyon başında uyuyakalıp kaza yaptı.
- Direksiyon başında uykuya daldı ve kaza yaptı.

Se quedó dormido mientras conducía y tuvo un accidente.

Tom, her gece en az dokuz saat uykuya ihtiyaç duyar, yoksa çalışamaz.

Tom necesita dormir al menos nueve horas por noche, o si no no funciona.

Tom bir yerde kısa insanların uzun insanlardan daha fazla uykuya ihtiyacı olduğunu okudu.

Tom leyó en algún sitio que la gente baja necesita dormir más que la alta.