Translation of "Yapmasını" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Yapmasını" in a sentence and their portuguese translations:

- Kek yapmayı biliyor.
- Kek yapmasını bilir.
- Kek yapmasını biliyor.

Ela sabe fazer bolo.

Tom'un ne yapmasını istiyorsun?

O que você quer que o Tom faça?

Tom'un onu yapmasını istemiyorum.

- Não quero que o Tom faça isso.
- Eu não quero que o Tom faça isso.

Yemek yapmasını annemden öğrendim.

Eu aprendi a cozinhar pela minha mãe.

Tom'un ne yapmasını bekliyordun?

- O que você esperava que Tom fizesse?
- O que vocês esperavam que Tom fizesse?

Tom'un ne yapmasını bekliyorsun?

- O que vocês esperam que Tom faça?
- O que você espera que Tom faça?

Bunu yapmasını biliyor musun?

Você sabe como fazer isso?

Tom'un bunu yapmasını istiyorum.

- Quero que Tom faça.
- Quero que o Tom faça isso.
- Eu quero que o Tom faça.
- Eu quero que o Tom faça isso.
- Eu quero que Tom faça isso.

Tom'un onu yapmasını istiyorum.

- Quero que o Tom faça isso.
- Eu quero que Tom faça isso.

Onu kimin yapmasını istedin?

- Quem você queria que fizesse isso?
- Quem vocês queriam que fizesse isso?
- Quem tu querias que fizesse isso?

Tom'a onu yapmasını söylemeliydim.

Eu devia ter falado para o Tom fazer isso.

Tom'dan onu yapmasını istedim.

Eu pedi ao Tom para fazer aquilo.

- kahramanların yapmasını beklediğiniz şey bu.

morte - é o que você espera que os heróis façam.

Ona onu yapmasını rica ettim.

Pedi-lhe que o fizesse.

Ona çay yapmasını rica ettim.

Eu pedi para ele fazer chá.

Tom'a bunu yapmasını söyledin mi?

- Você disse a Tom para fazer isso?
- Você disse a Tom que fizesse isso?

Tom Mary'ye onu yapmasını söylemedi.

Tom não disse para Mary fazer isso.

O ona onu yapmasını emretti.

Ela ordenou que ele o fizesse.

Tom Mary'nin ne yapmasını istiyor?

O que o Tom quer que a Mary faça?

Tom yaptığını Mary'nin yapmasını istemiyor.

Tom não quer que Mary faça o que ele fez.

Zor işi onun yapmasını istiyorum.

Quero que ela faça o trabalho difícil.

Tom Mary'ye onu yapmasını söyledi.

- Tom mandou Mary fazer isso.
- Tom mandou Mary fazer aquilo.

Tom Mary'nin onu yapmasını istemiyor.

O Tom não quer que a Mary faça isso.

Tom'un onu yapmasını istiyor musun?

Você quer que o Tom faça isso?

Tom Mary'den onu yapmasını isteyecek.

Tom vai pedir para Mary fazer isso.

Tom'un bunu yapmasını beklemekten yoruldum.

- Eu me cansei de esperar o Tom fazer isso.
- Me cansei de esperar o Tom fazer isso.

Tom'dan bunu yapmasını istemeyi unuttum.

- Esqueci de pedir a Tom para fazer isso.
- Esqueci de pedir pro Tom para fazer isso.
- Eu esqueci de pedir pro Tom para fazer isso.

Tom'dan bunu yapmasını asla istemem.

- Eu nunca pediria para Tom fazer isso.
- Eu jamais pediria para o Tom fazer isso.

Tom ondan yapmasını istediğimizden fazlasını yaptı.

Tom fez mais do que lhe pedimos que fizesse.

Tom yapmasını istediğin her şeyi yapacak.

Tom fará tudo o que você lhe pedir fazer.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmalı.

Tom deveria fazer o que a Mary pediu.

Tom'un onu yapmasını durdurmak için uğraşabilirim.

Eu poderia tentar fazer o Tom parar de fazer aquilo.

Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı reddetti.

Tom se recusou a fazer o que nós pedimos para ele.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yaptı.

Tom fez o que Mary lhe pediu.

Tom'dan bir şey yapmasını asla istemedim.

- Eu nunca pedi a Tom para fazer qualquer coisa.
- Nunca pedi a Tom para fazer nada.
- Eu nunca pedi a Tom para fazer nada.

Tom'un yapmasını istediğimizi yapacağını düşünüyor musun?

Você acha que Tom fará o que pedimos a ele?

Tom yapmasını istediğin şeyi yaptı mı?

Tom fez o que você pediu a ele?

Tom onun yapmasını istediğim şeyi yaptı

Tom fez o que eu estava esperando dele.

Tom Mary'nin ne yapmasını rica etti?

O que o Tom pediu para a Mary fazer?

Neden Tom Mary'nin onu yapmasını istedi?

Por que o Tom pediu para a Mary para fazer isso?

Tom'un Mary'den onu yapmasını isteyeceğini düşündüm.

Eu pensei que o Tom pediria para a Mary fazer isso.

Umarım Tom yapmasını söylediğin şeyi yapmadı.

Espero que Tom não tenha feito o que você mandou ele fazer.

Tom onun yapmasını istediği şeyi yapamayacak.

- Tom não poderá fazer o que você quer que ele faça.
- Tom não vai poder fazer o que você quer que ele faça.

Tom'un Mary'yi bunu yapmasını engelleyebileceğini sanmıyorum.

Eu não acho que Tom pode impedir Mary de fazer aquilo.

Tom zaten Mary'ye bunu yapmasını söyledi.

Tom já mandou Mary fazer isso.

Ben zaten Tom'dan bunu yapmasını istedim.

- Eu já pedi para o Tom fazer isso.
- Já pedi para o Tom fazer isso.

- Tom'un benim yaptığım hatanın aynısını yapmasını istemem.
- Tom'un benim yaptığım aynı hataları yapmasını istemiyorum.

Eu não quero que Tom cometa os mesmos erros que eu cometi.

Benim yaptığım aynı hatayı Tom'un yapmasını istemiyorum.

Não quero que o Tom cometa o mesmo erro que eu cometi.

Tom nihayet onun yapmasını istediğimiz şeyi yaptı.

Tom finalmente fez o que lhe pedimos que fizesse.

Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi yapmayı reddetti.

Tom se recusou a fazer o que Mary queria que ele fizesse.

Tom'un benim için birkaç şey yapmasını istiyorum.

Eu preciso que o Tom faça algumas coisas por mim.

Tom'un onu yapmasını durduracak bir yol bulmadım.

Eu não encontrei uma maneira de impedir Tom de fazer aquilo.

Tom'un yapmasını istediğimiz şeyi yapmayı hatırladığını umuyorum.

Tomara que Tom tenha se lembrado de fazer o que a gente pediu.

Onu senin için Tom'un yapmasını ister misin?

- Vocês querem que o Tom faça isso para vocês?
- Você quer que o Tom faça isso para você?

Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

A bolsa de estudos lhe permitiu estudar no exterior.

Ona mektuptan dört kopya yapmasını rica ettim.

- Pedi a ela que tirasse quatro cópias da carta.
- Eu pedi que ela fizesse quatro cópias da carta.

Tom, Mary'nin ona yapmasını söylediği şeyi yapmalıydı.

O Tom deveria ter feito o que Mary lhe disse para fazer.

Tom'un, Mary'nin onu yapmasını istemeyeceğini nereden biliyorsun?

Como você sabe que o Tom não vai querer que a Mary faça isso?

Tom'un senin için onu yapmasını istemez misin?

- Você não quer que eu faça isso para vocês?
- Você não quer que eu faça isso para você?

Tom'un onu senin için yapmasını ister misin?

Você queria que o Tom fizesse isso para você?

Tom görünüşe göre yapmasını istediğimiz şeyi yapmadı.

O Tom aparentemente não fez o que pedimos para ele fazer.

Tom, Mary'den onu yapmasını istemeye karar verdi.

O Tom decidiu pedir para a Mary fazer isso.

Tom, Mary'ye bunu tek başına yapmasını söyledi.

O Tom disse para a Maria que o faça ela própria.

Mary onu ona yapmasını söylediğim gibi yaptı.

Mary fez isso do jeito que eu disse.

Tom Mary'den bunu bizim için yapmasını isteyecek.

O Tom vai pedir à Mary para fazer isto por nós.

Tom'u onu yapmasını isteyecek kadar iyi tanımıyorum.

Eu não conheço Tom o suficiente para pedir que ele faça aquilo.

Doktor ona daha fazla egzersiz yapmasını tavsiye etti.

O médico aconselhou que ele fizesse mais exercícios.

Tom kesinlikle Mary'nin onun ne yapmasını istediğini bilir.

Tom certamente sabe o que Maria quer que ele faça.

Tom'u bunu yapmasını isteyecek kadar iyi tanıyor musun?

Você conhece o Tom bem o suficiente para pedir que ela faça isso?

Sanırım Tom'un yapmasını istediğimiz şeyi niçin yapmadığını biliyorsun.

Suponho que você saiba por que é que o Tomás não fez o lhe que pedimos.

Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapmak için isteksizdi.

- Tom se recusava a fazer o que queríamos que ele fizesse.
- Tom se negou a fazer o que esperávamos dele.

Buraya Tom'un aptalca bir şey yapmasını engellemeye geldim.

Eu vim aqui para impedir que Tom faça alguma besteira.

O ona daha fazla egzersiz yapmasını tavsiye etti.

Ela o aconselhou a fazer mais exercícios.

O, onun yapmasını istediği her şeyi ona yaptırdı.

Ela fez com que ele fizesse qualquer coisa que ela queria que ele fizesse.

Tom, Mary onun yapmasını söylediği şeyi yapmadığında üzülür.

O Tom fica irritado quando a Mary não faz o que ele lhe manda.

Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim.

Pedi ao Tom que fizesse a mesma coisa que a Mary estava fazendo.

Tom, Mary'ye çocuklarının bebek bakıcılığını yapmasını istediğini söyledi.

Tom disse a Mary que queria que ela ficasse de babá com seus filhos.

Neden Tom'un onu yapmasını istediğini bana söyler misin?

- Você poderia me dizer por que você quer que o Tom faça isso?
- Vocês poderiam me dizer por que querem que o Tom faça isso?

Tom neden Mary'den bunu yapmasını istedi merak ediyorum.

- Eu me pergunto por que o Tom pediu para a Mary fazer aquilo.
- Eu só queria saber por que Tom pediu a Mary que fizesse isso.

Tom Mary'den onun yapmak istemediği bir şey yapmasını istedi.

- Tom pediu para que Mary fizesse algo que ela não queria fazer.
- Tom pediu que Mary fizesse alguma coisa que ela não queria fazer.

Ebeveynleri onun yapmasını istemese bile o, onunla evlenmeye karar verdi.

Ela decidiu casar-se com ele embora seus pais não quisessem.

O, ona ne yapmasını söylerse söylesin o ona itaat eder.

Ela lhe obedece não importa o que ele a mande fazer.

Tom ve Mary John'un onların ne yapmasını istediğini anlıyor gibi görünmüyordu.

Tom e Mary pareciam não entender o que John queria que eles fizessem.

Tom Mary'nin onu yapmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı.

Tom fez tudo que pôde para impedir Mary de fazer aquilo.

Tom Mary'nin ondan yapmasını istediğini yapmak için oldukça çok fazla sağduyuya sahiptir.

Tom tem bom senso o suficiente para não fazer o que Mary lhe está pedindo.

Onlar Tom'dan bir iş yapmasını istediler ama o, aptalı oynadı ve onu duymamış gibi aptı.

Pediram pra o Tom fazer um serviço, mas ele deu uma de joão sem braço, fingiu que não tinha escutado.