Translation of "Olmayacağını" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Olmayacağını" in a sentence and their portuguese translations:

Hiç sorun olmayacağını umuyorum.

Espero que não haja problemas.

Bunun kolay olmayacağını biliyorum.

Eu sei que não será fácil.

Tom'un burada olmayacağını biliyordum.

Eu sabia que Tom não estaria aqui.

Bunun yeterli olmayacağını düşünüyorum.

Acho que isso não vai ser suficiente.

Bunun asla olmayacağını söyledin.

Você disse que isso nunca aconteceria.

Sadece onun olmayacağını umalım.

Vamos apenas esperar que isso não aconteça.

İşin kolay olmayacağını biliyorum.

Eu sei que o trabalho não será fácil.

Ben bunun kolay olmayacağını biliyordum.

Eu sabia que não seria fácil.

Olup olmayacağını bekleyelim ve görelim.

Vamos esperar e ver se isso acontece.

Bunun tekrar olmayacağını düşünüyor musun?

Você acha que não vai voltar a acontecer?

Hâlâ bunun olmayacağını düşünüyor musun?

Você acha que não vai acontecer?

Tom Mary'ye kolay olmayacağını söyledi.

Tom disse à Mary que não seria fácil.

Onu yapmanın kolay olmayacağını düşünüyorum.

Eu acho que não seria fácil fazer isso.

Tom Mary'nin endişeli olmayacağını düşünüyor.

O Tom acha que a Mary não ficará preocupada.

Onun yararı olup olmayacağını bilmiyorum.

- Não sei se isso vai ajudar.
- Eu não sei se isso vai ajudar.

Ve Türkiye'de tsunami ihtimalinin olmayacağını gördük

Vimos na Turquia e provavelmente não haveria tsunami

Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.

- Eu gostaria de saber se tudo ficará bem.
- Gostaria de saber se tudo estará bem.
- Eu me pergunto se tudo ficará bem.
- Eu quero saber se tudo ficará bem.

Yarın havanın iyi olup olmayacağını bilmiyorum.

- Não sei se vai ficar tudo bem amanhã.
- Não sei se estará bem amanhã.
- Eu não sei se estará bem amanhã.

Yarın yağmur yağıyor olup olmayacağını söyleyemem.

Não sei dizer se amanhã vai chover.

Tom bana yarın okulda olmayacağını söyledi.

Tom me disse que não iria para a escola amanhã.

Bunun tekrar olmayacağını gerçekten düşünüyor musun?

Você acha mesmo que não vai acontecer?

Kaza hakkında konuşmanın hoş olmayacağını biliyorum.

Eu sei que será desagradável falar sobre o acidente.

Ben döndüğümde senin burada olup olmayacağını bilmiyorum.

- Não sei se você estará aqui quando eu voltar.
- Não sei se você estará aqui quando ele voltar.

Tom'un bugün burada olup olmayacağını merak ediyorum.

Me pergunto se o Tom estará aqui hoje.

Bunu yapmak için zamanımın olup olmayacağını bilmiyorum.

Eu não sei se terei tempo para fazer isso.

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

- Não sei se vou ter tempo de fazer isso.
- Não sei se vai dar tempo de fazer.

Tom, bunu yapmanın mümkün olmayacağını düşündüğünü söylüyor.

Tom diz que acha que não será possível fazer isso.

Onun uzun bir süre bu ülkede olmayacağını duydum.

Eu ouvi falar que ele não estará nesse país por um longo tempo.

Tom şu an bunu yapmasına gerek olmayacağını söylüyor.

O Tom diz que ele não vai precisar fazer isso agora.

Hiç kimse Orta Doğu'da bir savaş olup olmayacağını bilmiyor.

Ninguém sabe se haverá uma guerra no Oriente Médio.

Hem Tom hem de Mary muhtemelen bunun olmayacağını biliyor.

Tom e Mary sabem que isso não é provável de acontecer.

Sanırımu toplantının ne kadar önemli olduğunu bilseydim Tom'un olmayacağını düşünürdüm.

Eu acho que o Tom não teria se ausentado se ele soubesse o quão importante esta reunião foi.

İstediği tabloyu Tom'a almak için yeterli paramız olup olmayacağını merak ediyorum.

Será que teremos dinheiro suficiente para comprar para o Tom o quadro que ele queria?

Fadıl o soruyu cevaplamanın basit bir görev olmayacağını çabucak fark etti.

- Fadil percebeu logo que responder àquela pergunta não seria tarefa simples.
- Fadil rapidamente percebeu que responder àquela pergunta não seria tarefa fácil.

- Yarın boş olup olmadığını bilmek istiyorum.
- Yarın boş olup olmayacağını bilmek istiyorum.

- Eu quero saber se você estará livre amanhã.
- Quero saber se você estará livre amanhã.