Translation of "Okumak" in Portuguese

0.017 sec.

Examples of using "Okumak" in a sentence and their portuguese translations:

İngilizce okumak istiyorum.

Eu quero estudar inglês.

Kitap okumak ilginçtir.

Ler um livro é interessante.

Kitaplar okumak önemlidir.

É importante ler livros.

Okumak ister misin?

Quer ler?

Kitap okumak istiyorum.

Quero ler o livro.

Bela okumak şeytandandır.

É mau xingar.

Almanca okumak istiyorum.

- Eu quero estudar alemão.
- Quero estudar alemão.

Hollandaca okumak istiyorum.

Eu quero estudar Holandês.

Fransızca okumak istiyordum.

Eu queria estudar francês.

- Okumak istediğim kitap budur.
- Bu benim okumak istediğim kitap.

Este é o livro que eu quero ler.

- Benim okumak için zamanım yok.
- Okumak için zamanım yok.

- Nem tenho tempo para ler.
- Não tenho tempo para ler.

Hayali Amerika'da kimya okumak.

Seu sonho é estudar química nos EUA.

Çok kitap okumak önemlidir.

É importante ler muitos livros.

Bu kitabı okumak istiyorum.

Eu quero ler esse livro.

Gençken kitap okumak iyidir.

É bom ler livros quando se é jovem.

Hiçbir şey okumak istemiyorum.

Eu não quero ler nada.

Kitap okumak çok ilginçtir.

Ler livros é muito interessante.

Bu kütüphanede okumak yasaktır.

É proibido ler nesta biblioteca.

Yeni kitabını okumak istiyorum.

Gostaria de ler o seu novo livro.

Tom kitap okumak istiyor.

Tom quer ler um livro.

Tom bunu okumak isteyecek.

Tom vai querer ler isto.

Okumak iyi bir faaliyettir.

- A leitura é uma boa atividade.
- Ler é uma boa atividade.

Kitaplar okumak benim hobim.

Ler livros é o meu passatempo.

Ben İbranice okumak istiyorum.

- Eu quero aprender hebraico.
- Quero aprender hebraico.

O kitabı okumak istiyorum.

- Quero ler aquele livro.
- Quero ler esse livro.

Köyden okumak için ayrıldı.

Ele deixou o vilarejo para estudar.

Ben matematik okumak istiyorum.

Eu quero estudar matemática.

İşte okumak istediğin kitap.

Aqui está o livro que você queria ler.

Tom Fransızca okumak istemiyor.

Tom não quer estudar francês.

Tom Fransızca okumak istemiyordu.

Tom não queria estudar francês.

Her şeyi okumak zorundasın.

Você tem de ler tudo.

Kitap okumak çok rahatlatıcıdır.

Ler livros é muito relaxante.

Tom tıp okumak istiyor.

Tom quer estudar medicina.

Sanırım bunu okumak isteyebilirsin.

- Eu acho que talvez você queira ler isso.
- Acho que talvez você queira ler isso.

Buraya okumak için geldim.

- Eu vim aqui estudar.
- Eu vim aqui para estudar.

Bir kitap okumak istiyordum.

Eu queria ler um livro.

Tom Fransızca okumak istiyordu.

Tom queria estudar francês.

Tom tıp okumak istemiyor.

Tom não quer estudar medicina.

Tom, Boston'da okumak istemedi.

O Tom não queria estudar em Boston.

Tom müzik okumak istiyordu.

Tom queria estudar música.

- Bu dergiyi okumak ister misin?
- Bu dergiyi okumak istiyor musun?

Você quer ler esta revista?

- Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
- Üniversitede Japonya tarihi okumak istiyorum.

Eu quero estudar a história do Japão na universidade.

- Kitap okumak için zamanım yok.
- Benim kitap okumak için zamanım yok.

Não tenho tempo para ler livros.

Okumak için bir şey istiyorum.

Eu quero algo para ler.

Yatmaya gitmeden önce okumak istiyorum.

- Eu gosto de ler antes de ir dormir.
- Eu gosto de ler antes de dormir.

Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.

Ler é um dos prazeres da vida.

O, kitabı okumak için istekli.

Ele está ansioso por ler o livro.

Bu kitabı okumak iyi fikir.

É uma boa ideia ler este livro.

Kitabı okumak için zaman bulamıyorum.

- Não tenho tempo para ler o livro.
- Não consigo encontrar tempo para ler o livro.

Bu dergiyi okumak ister misiniz?

Você quer ler esta revista?

Kitap okumak için kütüphaneye gider.

Ele vai à biblioteca para ler livros.

Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.

Eu quero estudar a história do Japão na universidade.

Okumak için hiç kitabım yok.

Não tenho nenhum livro para ler.

Burada bu kitabı okumak istemiyorum.

Eu não quero ler este livro.

Okumak için az zamanım var.

Eu tenho pouco tempo para ler.

Tom yurt dışında okumak istiyor.

Tom quer estudar no exterior.

Amerikan romanlarını okumak hoşuma gider.

Eu gosto de ler romances americanos.

O okumak için gözlük takar.

Ele usa óculos para ler.

Üniversitede okumak için İspanya'ya gittiler.

Eles foram à Espanha para estudar na universidade.

Tom Fransızca okumak istemediğini söyledi.

Tom disse que não queria estudar francês.

Kitabı okumak bana zor geldi.

Achei difícil ler o livro.

Ben lisedeyken Fransızca okumak zorundaydım.

Tive que estudar francês quando estava no ensino médio.

O bu kitabı okumak istiyor.

Ele quer ler esse livro.

Yalnızca okumak için gözlük takıyorum.

Uso óculos somente para ler.

Buraya Çince okumak için geldim.

Eu vim aqui para estudar chinês.

O bir kitap okumak istiyor.

Ela quer ler um livro.

Tom o kitabı okumak istemiyor.

- Tom não quer ler esse livro.
- Tom não quer ler aquele livro.

Okumak benim için çok önemlidir.

Ler é muito importante para mim.

Okumak için zamanım bile yok.

Eu nem sequer tenho tempo para ler.

Tom yurt dışında okumak istemiyordu.

- Tom não queria estudar no exterior.
- Tom não queria estudar no estrangeiro.

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

- Por que queres estudar no exterior?
- Por que você quer estudar no exterior?

O, müzik okumak için Avusturya'ya gitti.

Ele foi para a Áustria para estudar música.

Okumak bana büyük bir zevk verir.

Ler me dá grande prazer.

Bu kitabı okumak üç günümü aldı.

- Levei três dias para ler este livro.
- Eu levei três dias para ler este livro.

Okumak için hiç kitabın var mı?

Você tem algum livro para ler?

O, bir roman okumak için oturdu.

Sentou-se para ler um romance.

Kız kardeşim okumak için İtalya'ya gitti.

Minha irmã foi estudar na Itália.

Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

A leitura ajuda a aumentar o seu vocabulário.

Bu kitabı okumak için zamanım yok.

Não tenho tempo para ler este livro.

O bir hikaye okumak için oturdu.

Ele sentou-se para ler uma história.

Bu tam olarak okumak istediğim kitap.

Este é exatamente o livro que eu quero ler.

Siz arkadaşlar yazdığımı okumak ister misiniz?

Vocês querem ler o que escrevi, pessoal?

Bu kitabı okumak benim için kolay.

Para mim é fácil ler este livro.

Tom sanat okumak için Boston'a gitti.

Tom foi para Boston estudar arte.

Raporu dikkatle okumak için söz verdim.

Prometi ler o relatório com atenção.

Karanlık bir odada okumak iyi değildir.

- Não é bom ler na sala escura.
- Não é bom ler num aposento escuro.

O Japonca okumak için Japonya'ya geldi.

Ela veio ao Japão para estudar japonês.

Okumak için bir kitaba ihtiyacım var.

Eu preciso de um livro para ler.

Trende okumak için bir şey istiyorum.

Eu quero algo para ler no trem.

Sanat okumak için Paris'e gitmeyi umuyorum.

Eu espero ir a Paris para estudar arte.

Tom'un raporu okumak için zamanı yoktu.

Tom não teve tempo para ler o relatório.

Burası kitap okumak için çok karanlık.

Está muito escuro aqui para ler um livro.

Esperantoda herhangi bir kelimeyi okumak kolaydır.

Em Esperanto qualquer palavra é fácil de ler.

Beatles hakkında bazı kitaplar okumak istiyorum.

- Eu gostaria de ler alguns livros sobre os Beatles.
- Gostaria de ler alguns livros sobre os Beatles.