Translation of "Nadir" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Nadir" in a sentence and their portuguese translations:

Gerçekten nadir.

É muito raro.

Çok nadir görülürler.

É muito raro ver-se este animal.

Bu çok nadir.

Isso é muito raro.

Ben nadir paralar toplarım.

Eu coleciono moedas raras.

Bu hiç nadir değil.

Não é nada incomum.

- Bu çok nadir bir örnektir.
- Bu, çok nadir bir numunedir.

Isto é um exemplar muito raro.

Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.

A paciência é uma rara virtude nestes dias.

Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

Ele avistou por acaso uma borboleta rara.

Tom kendi hakkında nadir konuşur.

Tom raramente fala sobre si mesmo.

Bu çok nadir bir durumdur.

Isso é um caso muito raro.

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

e é bastante comum encontrar isto aqui.

Ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.

e é bastante comum encontrar isto aqui.

...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.

... revelam um oásis raro.

O mağazada nadir bir pul buldum.

Encontrei um selo raro nessa loja.

İhtiyatlılık önemli ve nadir olan bir erdemdir.

A discrição é uma virtude rara e importante.

Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.

Comprei uma arara rara em Araraquara.

Onun evinin yanında oturuyorum fakat onu nadir görüyorum.

Eu moro perto da casa dela, mas raramente a vejo.

Bu hiç nadir değil. Aslında o çok yaygın.

Não é nada incomum. Na verdade, é muito comum.

- Bu sıradışı.
- Bu çok nadir.
- O olağanüstü.
- Bu fevkalade.

Isso é extraordinário!

Ben asla yalan söylemem.. asla ya da en azından çok nadir.

Eu nunca minto... nunca, ou pelo menos rara vez.

“Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir. Birçok insan sadece var olur, hepsi bu.”

Viver é a coisa mais rara do mundo. A maioria das pessoas apenas existe.

O, bir zamanlar yalan söyledi ve ona dolabında nadir bir yaratığın yaşadığını söyledi.

Uma vez ele mentiu e disse a ela que uma criatura rara vivia no guarda-roupas dela.

Web sitelerini kullanmak için kayıt sırasında insanların sahte kişisel bilgi vermeleri nadir değildir.

Não é extraordinário que as pessoas forneçam informações pessoais falsas ao registrar-se para utilizar sítios web.

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

e permite-lhe farejar uma carcaça a dois metros de profundidade. É muito raro observar um glutão.

- Bir dikiş makinem var ama onu çok nadir kullanıyorum.
- Bir dikiş makinem var ama onu nadiren kullanırım.

Eu tenho uma máquina de costura, mas eu raramente a uso.