Translation of "Kara" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Kara" in a sentence and their portuguese translations:

Yağmur kara dönüştü.

- A chuva se transformou em neve.
- A chuva se tornou neve.

Hey, kara bak!

Ei, olha para a neve.

- Kara mayınlarına dikkat et.
- Kara mayınlarına dikkat edin.

Cuidado com as minas.

O bir kara delik.

É um buraco negro.

Kara para aklamakla suçlandı.

Ele foi acusado de lavagem de dinheiro.

Ben kara mizahı sevmiyorum.

Eu detesto humor negro.

Tom kara para aklıyor.

Tom lava dinheiro.

Tom yüzümü kara çıkardı.

Tom me decepcionou.

Kara kedileri sever misin?

Você gosta de gatos pretos?

Senin kara bir gözün var.

Você ficou com um olho roxo.

Bahçede bir kara planaryası buldum.

Achei uma planária terrestre no jardim.

Öğretmen için kara tahtayı sildim.

Eu apaguei o quadro para o professor.

Kara bulutlar toplanıyor. Yağmur yağacak.

Nuvens pretas estão se juntando. Vai chover.

Karadeniz'in suyu gerçekten kara mı?

A água do Mar Negro é preta mesmo?

Hava, kara bulutlar ile kaplanıyor.

O céu está coberto por nuvens cinzas.

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

Posso escrever na neve, para ser visível do ar pelo helicóptero.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Terão a vida mais facilitada quando as noites forem mais escuras.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

O meu pai começou a trabalhar nos serviços públicos rodoviários.

üstelik bir kömür kadar kara aslında

e é realmente tão preto quanto o carvão

şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü

agora o pedaço de terra na terra estava inteiro

En son ne zaman kara dokundun.

Quando foi a última vez que você tocou em neve?

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

Existe um buraco negro no centro de nossa galáxia.

O, kara yolu ile İtalya'ya gitti.

Ele foi para a Itália por terra.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

O bolo Floresta Negra é um afrodisíaco natural.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

O bolo floresta negra é um afrodisíaco natural.

Şu kara bulutlara bak. Yağmur yağacak.

Veja aquelas nuvens negras. Logo irá chover.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Eu não acredito que gatos pretos causam azar.

Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

Os elefantes são os maiores animais terrestres do mundo.

Kara sakal en ünlü korsanlardan biridir.

O Barba Negra é um dos piratas mais famosos.

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

Há uma enorme aranha viúva negra em meu quarto!

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

- Um quadro não tem de ser negro.
- Um quadro-negro não tem que ser negro.

Kara bulutlar oluk gibi akıyor. Yağmur yağacak.

Nuvens pretas estão se reunindo. Chuverá.

O zaman, Romalılar kara ve denizi yönetti.

Naquele tempo, os romanos governaram a terra e o mar.

Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.

Os elefantes são os maiores animais terrestres vivos atualmente.

Ne karanlıkta yat ne de kara düş gör

nem deite no escuro nem sonhe de preto

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

Não me decepcione.

Tom Kara Cuma'da bir plazma TV satın aldı.

Tom comprou uma TV de plasma na Black Friday.

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

Você gosta de gatos pretos?

- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Não há cura para dor de cotovelo.

Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.

Nada é mais escuro do que um buraco negro.

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

Mesmo quando cavo, a tentar encontrar neve compactada,

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

estarei a ir contra o gelo e a neve, que suportarão o meu peso.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Em breve, a leoa perderá as vantagens trazidas pelas noites escuras.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

O maior mamífero terrestre do planeta esgueira-se pelo centro da vila.

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Eu não vou te decepcionar.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

Descobrem-se mais espécies novas nas selvas do que em qualquer outro local.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Pouco antes de hibernarem, estes ursos-negros vão à Baixa.

- Kimin konuştuğuna bak.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Konuşana bak hele.
- Diyene de bakın.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

- Olha quem fala.
- Olha só quem está falando.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Enquanto a Lua continua a minguar, ela tem de aproveitar ao máximo as noites mais escuras.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Os morcegos vampiros são mais ativos nas noites mais escuras. Procuram sangue na escuridão.

- Aşk hastalığının tedavisi yoktur.
- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Não há cura para dor de cotovelo.

- Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini sildi.
- Kara ölüm 1348 ve 1350 arasında Avrupa nüfusunun en az üçte birini yok etti.

A peste negra exterminou pelo menos um terço da população da Europa entre 1348 e 1350.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

No aperto e no perigo é que se conhece o amigo.

Kara delikler ve solucan delikleri bunların kısa yolu gibi bir şey yani kısa yol sekmesi gibi yine

Buracos negros e buracos de minhoca são como atalhos deles, como uma guia de atalho novamente