Translation of "çıkardı" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "çıkardı" in a sentence and their arabic translations:

Google Haritayı çıkardı.

سحبت جوجل الخريطة.

Sami ayakkabılarını çıkardı.

خلع سامي حذاءه.

Sami elbiselerini çıkardı.

خلع سامي ملابسه.

Cebinden bir kalem çıkardı.

أخرجت قلماً من جيبها.

O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

أخرج دفترًا.

Mary kurabiyeleri fırından çıkardı.

أخرجت ماري الكعكات من الفرن.

Tom eldivenlerinden birini çıkardı.

خلع توم إحدى قفازيه

Fadıl köpeği dışarı çıkardı.

أخرج فاضل الكلب.

Arkasından Google Video'yu da çıkardı.

كما أطلق فيديو Google بعده.

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

أخرج مفتاحًا من جيب معطفه.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

أَخْرَجَ جُوْن مِفْتَاحًا مِنْ جَيْبِهِ.

Fadıl çöp tenekesini evden çıkardı.

جرّ فاضل المزبلة إلى خارج البيت.

Sami kurşunu Leyla'nın kolundan çıkardı.

أخرج سامي الرّصاصة من ذراع ليلى.

Sami cebinden bir iğne çıkardı.

أخرج سامي حقنة من جيبه.

Ve imzası niteliğindeki kırmızı rujuyla çıkardı.

وأحمر الشفاه الخاص بها.

Nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

وكيف يعمل النظام القانوني الجنائي نفسه.

Arkasından Apple-3'ü de çıkardı

كما خلع Apple-3 من الخلف

Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı.

كشفت رسائل ليلى مدى عنصريّتها.

- Leyla köpeklerini saldı.
- Leyla köpeklerinin tasmasını çıkardı.

أطلقت ليلى العنان للكلاب.

Yeni bir keşif, geceleri nasıl beslendiklerini ortaya çıkardı.

‫فسّر كشف حديث طريقة تغذّيها ليلًا.‬

Bu adamı bu televizyona kim çıkardı? Halkı kim kandırıyor?

من أخذ هذا الرجل على هذا التلفزيون؟ من يخدع الجمهور؟

Bu şartlar altında Apple-1'i çıkardı Steve Jobs

في ظل هذه الظروف ، أصدرت Apple-1 Steve Jobs

Yani generaller ve siyasi müttefikleri için; kriz, kazançlı bir fırsat ortaya çıkardı

وفرت الأزمة لضباط الجيش والساسة الموالين فرصة للربح

Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

قام طبيب ببتر ذراعه بسرعة و إيقاف النزيف الغزير.