Translation of "Inkar" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Inkar" in a sentence and their portuguese translations:

Onu inkar edemezsin.

Você não pode negar isso.

Bunu inkar etmeyeceğim.

- Não vou negar isso.
- Eu não vou negar isso.

Onu inkar edemedim.

Não pude recusar.

O inkar edilemez.

Isso não se pode negar.

Gerçek inkar edilemez.

A verdade é inegável.

Onu inkar etmiyorum.

Eu não nego isso.

Onu inkar etmeyeceğim.

- Não vou negar isso.
- Eu não vou negar isso.
- Eu não vou negar.

Komploya katıldığını inkar etti.

Ela negou ter feito parte do esquema.

Tom suçlamaları inkar etti.

Tom negou todas as acusações.

Kimse onu inkar edemez.

Ninguém pode negar isso.

Tom bunu inkar etmedi.

Tom não negou.

Bunu hemen inkar etti.

Ele negou imediatamente.

Mary parayı çaldığını inkar etti.

Maria negou ter roubado o dinheiro.

Tom parayı çaldığını inkar etti.

Tom negou ter roubado o dinheiro.

Bu inkar edemeyeceğin bir gerçektir.

É um fato que você não pode negar.

Bir hata yaptığımı inkar etmiyorum.

Eu não nego que cometi um erro.

Tom hırsız olduğunu inkar etti.

Tom negou que ele era o ladrão.

Tom çocuklarını dövdüğünü inkar etti.

Tom negou ter batido nos filhos.

Tom karısını dövdüğünü inkar etti.

Tom negou ter batido na mulher.

O, onunla buluştuğunu inkar etti.

- Ela negou tê-lo encontrado.
- Ela negou ter se encontrado com ele.

Tom hile yaptığını inkar etti.

Tom negou ter trapaceado.

Tom hiçbir şeyi inkar etmedi.

Tom não negou nada.

Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.

Ninguém pode negar o fato de que o fogo queima.

Tom'un söylediğinin doğru olduğunu inkar edemezsin.

- Você não pode negar que o que o Tom está dizendo é verdade.
- Vocês não podem negar que o que o Tom está dizendo é verdade.

Jessie'nin dürüst olduğu gerçeğini inkar edemeyiz.

Não podemos negar o fato de que Jessie é honesto.

Tom kız arkadaşını dövdüğünü inkar etti.

Tom negou ter batido na namorada.

Tom herhangi bir görevi suistimali inkar eder.

Tom nega qualquer infração.

Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.

Ninguém pode negar o fato de que não há fumaça sem fogo.

- O, gerçekleri yalanladı.
- O, gerçekleri inkar etti.
- O, gerçekleri reddetti.

Ele negou os fatos.

Tom Mary'nin onu yapmakla suçladığı şeyi yaptığı gerçeğini inkar edemez.

Tom não pode negar o fato de que ele fez o que Maria o acusou de fazer.

Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.

Não há como negar que o Inglês é a língua mais falada do mundo.

Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.

Ainda hoje, a sua teoria permanece praticamente irrefutável.

Kız arkadaşı onu aldattı fakat o onu yakalayıncaya kadar o inkar etti.

A namorada o traía, mas ela negou até que ele a pegou.

Erkek arkadaşı onu aldattı fakat o onu yakalayıncaya kadar o inkar etti.

O namorado a traía, mas ele negou até que ela o pegou.