Translation of "Faydası" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Faydası" in a sentence and their portuguese translations:

Faydası yok.

Não é bom.

Pek faydası olmadı.

Acho que não ajudou.

Ne faydası var?

Qual é o sentido?

Onunla tartışmanın faydası yok.

Não adianta nada discutir com ele.

Kaçmaya çalışmanın faydası yok.

- Não há por que tentar escapar.
- É inútil tentar escapar.

- Faydası yok.
- Fayda etmiyor.

Isso não ajuda.

Tekrar denemenin faydası yok.

Não adianta nada tentar de novo.

Bunun çok faydası olmadı.

Isso não ajudou muito.

Onunla konuşmanın faydası yok.

- Não adianta falar com eles.
- É inútil falar com elas.
- Não adianta conversar com elas.
- É inútil conversar com eles.

Egzersizin birçok faydası var.

Se exercitar tem muitos benefícios.

İlacın bana hiç faydası olmadı.

- Este remédio não me fez bem nenhum.
- Este medicamento não me fez nenhum bem.
- Este medicamento não me foi de nenhuma ajuda.

Ondan yardım istemenin faydası yok.

Não adianta pedir ajuda a ele.

Benden para istemenin faydası yok.

Não vai adiantar me pedir dinheiro.

Bunu inkâr etmenin faydası yok.

Não tem porquê negar isso.

Böylesine kitapları okumanın faydası nedir.

Qual é a vantagem de ler esses livros?

Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.

- Esta lei beneficiará os pobres.
- Esta lei trará benefícios às pessoas carentes.

Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.

Adquirido ilegalmente não é proveitoso.

Onu yapmanın bir faydası yok.

Não adianta fazer isso.

Tek faydası ufkunu genişletmişti o insanlar

O único benefício foi que ele expandiu seus horizontes

Tom'u ikna etmeye çalışmanın faydası yok.

É inútil tentar convencer Tom.

Ona tekrar rica etmenin faydası yok.

Perguntar para ele não ajuda em nada.

Onun faydası olup olmayacağından emin değilim.

- Eu não tenho certeza se isso vai ajudar.
- Não tenho certeza se isso vai ajudar.

Steve Jobs'a bu arkadaş çevresinin hiçbir faydası olmadı

Esse círculo de amigos não serviu para Steve Jobs

- Hiçbir şeyin faydası olmayacak.
- Hiçbir şey fayda etmeyecek.

Nada vai ajudar.

Onu şimdi tamir etmeye çalışmanın bir faydası yok.

É inútil tentar consertá-lo agora.

- Matematiğin ne faydası var?
- Matematik ne işe yarar?

Para que serve a matemática?

Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmanın faydası yok.

Não adianta fingir que você não sabe nada sobre isso.

- Bunun ne faydası olacak?
- Bu ne işe yarayacak ki?

Que bem isso faria?

Yardım için bağırmanın faydası yok. Hiç kimse seni duymayacak.

Não adianta chorar por ajuda. Ninguém vai ouvi-lo.

Söyleyecek başka bir şeyin yoksa bana "Merhaba, nasılsın?" demenin hiçbir faydası yok.

Não há razão para você me dizer "Oi, como vai?" se você não tiver nada além disso a dizer.

- Daha fazla beklemekte bir fayda görmüyordu.
- Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.

Ele não viu vantagem alguma em esperar mais.

- Bunun bana çok faydası oldu.
- Bunun bana çok yararı dokundu.
- Bunun çok faydasını gördüm.
- Bu bana çok yardımcı oldu.

- Isso me ajudou muito.
- Isso me ajudou bastante.