Translation of "Edebilmek" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Edebilmek" in a sentence and their portuguese translations:

Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.

São como luzes de presença incorporadas para se verem umas às outras.

Babası onu disipline edebilmek için askeri akademiye gönderdi

seu pai o enviou para a academia militar para discipliná-lo

Çin bu virüsle mücadele edebilmek için bir hastane yapacağım diyor

China diz que vou construir um hospital para combater esse vírus

- Yalnız seyahat etmek için çok gençsin.
- Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.

Você é jovem demais para viajar sozinha.

çünkü bu sadece karşı tarafı mutlu edebilmek için veya karşı tarafın kendisini iyi hissedebilmesi için söylenmiş

porque é dito apenas para fazer a outra parte feliz ou para fazer a outra parte se sentir bem.

- Tom'a yardımcı olabilmek için elimden geleni yaptım, o ise yaptıklarımın karşılığını bu şekilde ödüyor.
- Tom'a yardım edebilmek için elimden ne geliyorsa yaptım, o ise yaptıklarıma karşılık bana bunu reva görüyor.

Eu fiz tudo o que pude para ajudar o Tom, e é assim que ele retribui.