Translation of "Dışı" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Dışı" in a sentence and their portuguese translations:

Bu sıra dışı.

- Isso é inabitual.
- Isso é incomum.

Bu ahlak dışı.

- Isso é injusto.
- É imoral.

Tom gerçek dışı.

Tom é irreal.

Fikirlerin oldukça çağ dışı.

- Suas ideias são bem antiquadas.
- Suas ideias estão meio foras de moda.

Dünyanın dışı çok korkunçtur.

O mundo lá fora é muito assustador.

O, yasa dışı değil.

Não é ilegal.

Bu yasa dışı olmalı.

Isto deveria ser ilegal.

Alarmı devre dışı bırak.

Desative o alarme.

Bu sıra dışı mıdır?

Isto é incomum?

Bu olasılık dışı görünüyor.

Isso parece ser improvável.

Bunlar sıra dışı zamanlar.

Estes são tempos extraordinários.

Tom sınır dışı edildi.

Tom foi deportado.

Onlar yasa dışı değil.

Não são ilegais.

Yasa dışı değil mi?

Isso não é ilegal?

- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.

A escravidão é um crime contra a humanidade.

Bu yasa dışı parayla da

Com esse dinheiro ilegal,

Onlar Tom'u sınır dışı ettiler.

Eles deportaram Tom.

Sıra dışı hiçbir şey olmadı.

Nada fora do comum aconteceu.

Bu sıra dışı bir şey.

Isto é algo fora do ordinário.

- Asansör bozuk.
- Asansör hizmet dışı.

O elevador está fora de serviço.

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

Comecei a ver coisas extraordinárias.

Ben beden dışı bir deneyim yaşadım.

Eu tive uma experiência extracorpórea.

Bu oldukça sıra dışı bir istek.

Este é um pedido bastante incomum.

Tom sınırı yasa dışı yollardan geçti.

- Tom cruzou a fronteira ilegalmente.
- Tom atravessou a fronteira ilegalmente.

Olağan dışı bir şey fark etmedim.

Não notei nada fora do comum.

Bu, hala çevrimdışı veya bağlantı dışı olan

o que significa que há mais de 600 milhões de pessoas

Amerika kıtasında çok sıra dışı kabul edildik.

éramos considerados uma anomalia na América.

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

Ao contrário de outros, não parece não-religioso

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

E sentimos que estamos à beira de algo extraordinário.

Bu sitedeki hesabımı nasıl devre dışı bırakabilirim.

Como eu posso desativar a minha conta neste site?

Hiç yasa dışı bir şey yaptın mı?

- Já fez algo ilegal?
- Já fizeste algo ilegal?

Biraz mesai dışı saatlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

- Eu acho que precisamos de um tempo de folga.
- Acho que precisamos de um tempo de folga.
- Eu acho que precisamos de um tempo livre.

Bu kutunun dışı yeşildir ama içi kırmızıdır.

O exterior desta caixa é verde, mas o interior é vermelho.

Başkan Grant yasa dışı bir şey yapmamıştı.

Presidente Grant fez nada de ilegal.

En sevdiğin Google dışı arama motorun hangisi?

Qual é o seu motor de busca favorito tirando o Google?

Onun yasa dışı olması gerektiğini kabul ediyorum.

Eu concordo que deveria ser ilegal.

Dua veya sureler okumak din dışı olarak görülür

ler orações ou suras é visto como irreligioso

Yaptığım şeyin yasa dışı olabileceği hiç aklıma gelmedi.

Nunca me passou pela cabeça que o que eu estava fazendo poderia ser ilegal.

Mary meditasyon yaparken bir beden dışı deneyim yaşadı.

Mary teve uma experiência extracorporal enquanto meditava.

- Ben uzaylılara inanmıyorum.
- Ben dünya dışı varlıklara inanmıyorum.

Eu não acredito em extraterrestres.

- Tom çok sempatik.
- Tom çok içi dışı bir.

Tom é muito extrovertido.

Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.

Nunca experimentei algo tão estranho quanto isso.

Bazı yeni ofis ekipmanları almalıyız, elimizdekiler çağ dışı.

Deveríamos comprar novos equipamentos para escritório: as bugigangas que nós temos estão ultrapassadas.

- Dini, devletten uzak tutun.
- Dini, hükümet dışı tutun.

Mantenha a religião fora do governo.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Incapaz de ouvir devido ao vento, tem de confiar na sua visão noturna apurada.

Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...

... revelando que a noite está repleta de desafios extraordinários

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Na altura, não sabia que testemunhara algo extraordinário.

Birçok bisiklet istasyonun önünde yasa dışı olarak park edilmektedir.

- Muitas bicicletas são estacionadas ilegalmente na frente da estação.
- Muitas bicicletas estão estacionadas ilegalmente na frente da estação.

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

Mas os habitantes locais desativaram a chaminé, dada a sua importância.

- Yasa dışı bir şey yapmadım.
- Yasal olmayan hiçbir şey yapmadım.

Não fiz nada fora da lei.

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

No Canadá, há muitas áreas onde é ilegal cortar as árvores.

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

numa velhota de vestido extraordinária, vacilante e fluida.

Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.

Sra. Tanaka, a nova professora, está oferecendo japonês como uma atividade extracurricular duas vezes por semana para estudantes interessados.

- Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
- Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.

Os mórmons baniram a poligamia, mas alguns adeptos ainda a praticam.