Translation of "Bakarak" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Bakarak" in a sentence and their portuguese translations:

İnsanları görünüşlerine bakarak yargılamamalıyız.

Nós não deveríamos julgar alguém pela sua aparência.

O, zamanının çoğunluğunu çocuklarına bakarak harcar.

Ela gasta a maior parte do tempo dela cuidando dos filhos.

O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.

Ela passou a maior parte de sua vida cuidando dos pobres.

Sadece ona bakarak, onun seni sevdiğini söyleyebilirsin.

Basta olhar para ela, para saber que ela gosta de você.

Tom tavana boş boş bakarak kanepede yatıyordu.

Tom se deitou no sofá, fitando o teto.

Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor.

Judy passa muito tempo olhando-se ao espelho.

Sadece yüzüne bakarak iyi haberlerin olduğunu biliyoruz.

Só de olhar para a tua cara, eu sei que tens boas notícias.

Zamanımı çalışıyor olmam gerekirken pencereden dışarıya bakarak geçiriyorum.

Eu passo o meu tempo olhando pela janela quando eu deveria estar trabalhando.

Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı.

Madre Teresa começou seu trabalho olhando ao redor para ver o que era necessário.

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

Com as luzes da cidade a ofuscar o céu noturno, os animais já não conseguem orientar-se pelas estrelas.