Translation of "Harcıyor" in German

0.004 sec.

Examples of using "Harcıyor" in a sentence and their german translations:

Çok para harcıyor.

Er gibt zu viel Geld aus.

Mary banyoda saatler harcıyor.

Mary verbringt Stunden im Badezimmer.

Tom zamanını boşa harcıyor.

- Tom vergeudet seine Zeit.
- Tom vertut seine Zeit.
- Tom verschwendet seine Zeit.

O aşırı para harcıyor.

Sie hat viel Geld.

Tom aşırı para harcıyor.

Tom hat Geld wie Heu.

O zamanı boşa harcıyor.

Sie vergeudet ihre Zeit.

Mary zamanı boşa harcıyor.

Maria vergeudet ihre Zeit.

- Maria kıyafete çok para harcıyor.
- Maria kıyafetlere çok para harcıyor.

Maria gibt viel Geld für Kleidung aus.

Şirket reklama çok para harcıyor.

- Die Firma gibt viel Geld für Werbung aus.
- Die Firma steckt viel Geld in Werbung.

Maria kıyafete çok para harcıyor.

Maria gibt viel Geld für Kleidung aus.

Tom çok fazla para harcıyor.

Tom gibt zu viel Geld aus.

Tom sahilde çok zaman harcıyor.

Tom verbringt viel Zeit am Strand.

Birçok insan kazandığından fazlasını harcıyor.

Viele geben mehr aus, als sie verdienen.

Tom giysilere çok para harcıyor.

Tom gibt jede Menge Geld für Kleidung aus.

Tom kazandığından çok para harcıyor.

Tom lebt über seine Verhältnisse.

O, telefonda çok zaman harcıyor.

Er verbringt viel Zeit am Telefon.

Tom telefonda çok zaman harcıyor.

Tom verbringt viel Zeit am Telefon.

O, elbiselere çok para harcıyor.

Er gibt viel Geld für Kleidung aus.

Simina sigaraya çok para harcıyor.

Simina gibt viel Geld für Zigaretten aus.

Tom parasının çoğunu yiyeceğe harcıyor.

Tom gibt den größten Teil seines Geldes für Essen aus.

O, kazandığından çok para harcıyor.

Sie lebt über ihre Verhältnisse.

Mary elbiselere çok para harcıyor.

Maria gibt viel Geld für Kleidung aus.

O, bilgisayarda çok fazla zaman harcıyor.

Sie verbringt zu viel Zeit vor dem Computer.

Tomás çalışarak çok fazla zaman harcıyor.

Thomas arbeitet zu viel.

Ben giysilere çok fazla harcıyor muyum?

Gebe ich zu viel für Klamotten aus?

Tom Mary'nin evinde çok zaman harcıyor.

Tom ist häufig bei Maria.

Mary telefonda çok fazla zaman harcıyor.

Maria verbringt viel Zeit am Telefon.

Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.

Einige halten Winterschlaf und verbrauchen kaum Energie.

Tom kesinlikle Mary'nin evinde çok zaman harcıyor.

Tom verbringt ganz schön viel Zeit bei Maria.

O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.

Den größten Teil ihres Einkommens gibt sie fürs Essen aus.

Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.

Das Mädchen verbringt Stunden mit dem Zeichnen von Superheldengeschichten.

Kız kardeşim onun küçük hissesine çok zaman harcıyor.

Meine Schwester verbringt viel Zeit in ihrem kleinen Schrebergarten.

- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.

- Er hat viel Geld.
- Er hat einen Haufen Geld.

Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.

Meine Frau verschwendet Geld, als wäre ich der reichste Mann in der Stadt.

Tom Mary'ye ödevini yapmasına yardım etmek için çok zaman harcıyor.

- Tom verwendet viel Zeit darauf, Maria bei den Hausaufgaben zu helfen.
- Tom verbringt viel Zeit damit, Maria bei den Hausaufgaben zu helfen.

- Her boka para harcıyor.
- Her türlü gereksiz şeye harcayacak parası var.

Er gibt sein Geld für Kinkerlitzchen aus.

Başkalarına yardım etmek için hiç de fazla zaman harcıyor gibi görünmüyorsun.

Es scheint, dass du anderen Menschen häufig nicht hilfst.

- Sanırım kocam çok fazla para harcıyor.
- Kocamın çok fazla para harcadığını düşünüyorum.

Ich finde, mein Ehemann gibt zu viel Geld aus.

- Benim zamanımı israf ettiğimi düşünüyor musunuz?
- Sizce ben zamanımı boşa harcıyor muyum?

Denkst du, dass ich meine Zeit vertue?

- O, ayakkabılara çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcıyor.

Sie gibt viel Geld für Schuhe aus.