Translation of "Arabasını" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Arabasını" in a sentence and their portuguese translations:

Sürücü arabasını hızlandırdı.

O motorista acelerou o carro.

O, arabasını yıkıyor.

Ele está lavando o seu carro.

Tom arabasını sürüyor.

O Tom está dirigindo o carro dele.

Tom arabasını onarıyor.

- Tom está consertando o seu carro.
- Tom está reparando o seu carro.

Tereddütsüz arabasını sattı.

Ele vendeu o seu carro sem hesitar.

Tom arabasını bereledi.

Tom amassou o carro.

Tom arabasını yıkamadı.

Tom não lavou o carro dele.

Tom'un arabasını görmüyorum.

Eu não vejo o carro de Tom.

Tom'un arabasını seviyorum.

Eu adoro o carro de Tom.

Tom arabasını çalıştıramıyor.

Tom não consegue arrancar o carro.

- O, bana yeni arabasını gösterdi.
- Bana yeni arabasını gösterdi.

Ele me mostrou o seu novo carro.

Amcam bana arabasını verdi.

Meu tio me deu o carro dele.

O, arabasını yıkamaya başladı.

Ele começou a lavar o carro.

Eski arabasını yenisiyle değiştirdi.

Ele trocou seu carro antigo por um novo.

Tom arabasını henüz ısıtmadı.

Tom ainda não aqueceu seu carro.

Şu otoparkta arabasını çaldırdı.

Roubaram o carro dele no estacionamento.

Neden Tom'un arabasını kullanıyorsun?

Por que você está dirigindo o carro do Tom?

Tom'un arabasını ödünç aldım.

Peguei o carro do Tom emprestado.

Tom arabasını maviye boyayacak.

- Tom irá pintar o seu carro de azul.
- Tom irá pintar seu carro de azul.

Tom arabasını satmak istedi.

- Tom quer vender o seu carro.
- Tom quer vender o carro dele.

Tom asla arabasını yıkamaz.

- Tom nunca lava o seu carro.
- Tom nunca lava o carro.

Tom Mary'nin arabasını gösterdi.

Tom apontou para o carro de Mary.

Tom arabasını Mary'ye sattı.

Tom vendeu o seu carro à Maria.

Erkek kardeşimin arabasını yıkıyorum.

Estou lavando o carro do meu irmão.

Tom'un arabasını kullanmak istemiyorum.

- Eu não quero dirigir o carro do Tom.
- Não quero dirigir o carro do Tom.

Gregor arabasını kime satacak?

Para quem Gregor vai vender seu carro?

Tom arabasını kime sattı?

Para quem Tom vendeu seu carro?

Tom arabasını parka koydu.

Tom colocou o carro dele no parque.

Tom arabasını yıkamanı istiyor.

Tom quer que você lave o carro dele.

Tom arabasını çaldığını söyledi.

Tom disse que você roubou o carro dele.

Birisi Tom'un arabasını çaldı.

Alguém roubou o carro de Tom.

Polis Tom'un arabasını aradı.

A polícia revistou o carro de Tom.

Bana yeni arabasını gösterdi.

- Ela me mostrou seu carro novo.
- Ela mostrou-me seu carro novo.

O, ona arabasını sattı.

Ela vendeu o carro para ele.

Amcam arabasını bana verdi.

Meu tio me deu o carro dele.

Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

Você não deveria ter pegado o carro de Tom emprestado.

Tom arabasını satışa koydu.

Tom colocou seu carro à venda.

Tom, Mary'ye arabasını sattı.

- Tom vendeu seu carro a Mary.
- Tom vendeu o seu carro à Maria.

Tom Mary'nin arabasını çaldı.

Tom roubou o carro de Maria.

Tom arabasını satmak istemiyor.

Tom não quer vender o seu carro.

Sami arabasını satmaya çalıştı.

Sami tentou vender seu carro.

- Tom arabasını kimseye kullandırmaz.
- Tom arabasını kullanması için kimseye izin vermiyor.

O Tom não deixa ninguém dirigir o carro dele.

Birçok sürücü arabasını karda bıraktı.

Muitos motoristas abandonaram seus carros na neve.

O, arabasını binanın arkasına parketti.

Ele estacionou o carro atrás do prédio.

Arabasını hızlandırdı ve beni geçti.

Ele acelerou o carro e me ultrapassou.

O, bana yeni arabasını gösterdi.

- Ela me mostrou o seu novo carro.
- Ele me mostrou o seu novo carro.

Tom bana yeni arabasını gösterdi.

Tom me mostrou o carro novo dele.

Tom'un arabasını park alanında gördüm.

Eu vi o carro de Tom no estacionamento.

Tom her hafta arabasını yıkar.

Tom lava seu carro toda semana.

Tom'un arabasını yıkamasına yardım ettim.

Eu ajudei Tom a lavar seu carro.

Tom'un yeni arabasını gördün mü?

Você viu o carro novo de Tom?

Tom bize yeni arabasını gösterdi.

- Tom nos mostrou o seu carro novo.
- Tom nos mostrou o carro novo dele.

Tom arabasını satmaya karar verdi.

- Tom decidiu vender o seu carro.
- Tom decidiu vender o carro dele.

Tom bugün arabasını evde bıraktı.

- Tom deixou o carro dele em casa hoje.
- Tom deixou o carro em casa hoje.

Tom Mary'nin arabasını sürmesini istemiyordu.

- Tom não queria que Maria dirigisse o seu carro.
- Tom não queria que Mary dirigisse o carro dele.

Tom arabasını bir köprüden sürdü.

Tom caiu de uma ponte com seu carro.

Tom kız arkadaşının arabasını kullanıyordu.

Tom estava dirigindo o carro da namorada.

Tom arabasını garaja park etti.

Tom estacionou o carro na garagem.

Tom, Mary'nin arabasını garajından çaldı.

Tom roubou o carro da Mary da garagem dela.

Tom'un arabasını kimin çaldığını biliyorum.

- Eu sei quem roubou o carro do Tom.
- Sei quem roubou o carro do Tom.

Tom arabasını Mary'ye sattığını söyledi.

Tom disse que vendeu o carro dele para Mary.

Tom arabasını mavi renkte boyayacak.

Tom vai pintar seu carro de azul.

Tom arabasını maviye boyatmak istedi.

- O Tom queria que seu carro fosse pintado de azul.
- O Tom queria que o carro dele fosse pintado de azul.

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

Pergunte-lhe onde estacionou seu carro.

O, evde olmalı. Garajında arabasını görüyorum.

- Ele deve estar em casa; estou vendo seu carro na garagem.
- Ela deve estar em casa; estou vendo seu carro na garagem.

Tom'un arabasını satmak için acelesi yok.

- O Tom não tem pressa para vender o carro.
- O Tom não está com pressa para vender o carro.

Sanırım Tom'un arabasını satın almaya çalışmalıyız.

Acho que deveríamos comprar o carro do Tom.

O, onu yeni arabasını sürerken gördü.

Ela o viu dirigindo seu novo carro.

Tom arabasını binanın arkasına park etti.

- Tom estacionou o carro atrás do prédio.
- Tom estacionou o carro dele atrás do prédio.

Tom anne ve babasının arabasını kullanıyor.

Tom dirige o carro dos pais.

Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.

A Mary quer pintar o carro dela de azul-claro.

Tom'a arabasını nereye park ettiğini sor.

- Pergunte ao Tom onde ele estacionou o seu carro.
- Pergunte ao Tom onde ele estacionou o carro dele.

Tom Mary'nin yeni arabasını sürdüğünü gördü.

Tom viu Mary dirigindo seu carro novo.

Tom arabasını nereye park edeceğini bilmiyordu.

Tom não sabia onde estacionar o carro dele.

Tom'a arabasını ödünç almam gerektiğini söyle.

Diga a Tom que eu preciso pegar o carro dele emprestado.

Arabasını ödünç aldığın adamın adı nedir?

Qual o nome da mulher cujo carro você pegou emprestado?

Tom el arabasını kum ile doldurdu.

- Tom encheu a carriola com areia.
- Tom encheu o carrinho de mão com areia.

Sami, Leyla'nın telefonunu ve arabasını aldı.

Sami levou o telefone e o carro de Leila.

Sami, Leyla'nın telefonunu ve arabasını çaldı.

Sami roubou o telefone e o carro de Leila.

Tom arabasını Mary'ninkinin yanına park etti.

- O Tom estacionou o carro dele perto do da Mary.
- O Tom estacionou o seu carro perto do da Mary.

Tom'a arabasını nereye park ettiğini sordum.

Perguntei ao Tom onde ele tinha estacionado o carro dele.

- Acaba Tom arabasını ne zaman aldı, merak ediyorum.
- Tom'un arabasını ne zaman aldığını merak ediyorum.

- Eu me pergunto quando o Tom comprou o carro.
- Me pergunto quando o Tom comprou o carro.

Oğlan fark edilmek istediği için arabasını boyadı.

O menino pintou seu cabelo, porque queria ser reparado.

O, boş bir arazide arabasını park etti.

Ela estacionou o seu carro numa vaga vazia.

Tom arabasını nereye park ettiğini bana söylemezdi.

- O Tom não me diria onde ele estacionou o carro dele.
- Tom não quis me dizer onde estacionou o carro.

Tom bana arabasını kullanmam için izin verdi.

- Tom me autorizou a usar o carro dele.
- Tom me permitiu usar o carro dele.

Polis Dan'ın arabasını durdurdu ve onu aradı.

A Polícia parou o carro do Dan e o inspecionou.

Tom Mary'nin onun arabasını sürmesine izin vermiyor.

- Tom não deixa Maria dirigir seu carro.
- Tom não deixa Maria dirigir o carro dele.

Tom birkaç günlüğüne Mary'nin arabasını ödünç aldı.

Tom emprestou o carro de Mary por alguns dias.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Dan vendeu seu carro para Linda por oitocentos dólares.

Tom arabasını üç yüz dolara Mary'ye sattı.

- Tom vendeu o carro dele para Mary por trezentos dólares.
- Tom vendeu seu carro a Maria por trezentos dólares.

Tom arabasını Mary'nin evinin arkasına park etti.

- Tom estacionou o seu carro atrás da casa de Maria.
- Tom estacionou o carro dele atrás da casa de Maria.

Tom, Mary'nin John'un yeni arabasını sürdüğünü gördü.

Tom viu Maria dirigindo o carro novo de João.

Tom, Mary'nin arabasını nereye park ettiğini bilmiyordu.

Tom não sabia onde Maria tinha estacionado o carro dela.

Tom arabasını dükkanın arkasındaki parka park etti.

O Tom estacionou o carro na vaga atrás da loja.

O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.

Como o semáforo ficou vermelho, ele parou o carro.

Sormadan Tom'un arabasını ödünç almak istediğinden emin misin?

Tem certeza de que quer pegar o carro de Tom emprestado sem pedir?

Mary'nin arabasını nereye park ettiğinden Tom emin değil.

Tom não tem certeza de onde Mary estacionou o carro.