Translation of "Adamla" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Adamla" in a sentence and their portuguese translations:

Ailesinin seçtiği bir adamla evlendi

Casou com um tipo que os pais escolheram.

Kızını zengin bir adamla evlendirdi.

Ele casou a filha com um homem rico.

Keşke başka bir adamla evlenseydim.

Queria ter me casado com outro homem.

Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.

Tom não se dá bem com o homem que mora ao lado.

Parkta Tom adında bir adamla tanıştım.

Conheci um cara chamado Tom no parque.

Tom Mary'yi başka bir adamla gördü.

Tom viu a Mary com outro homem.

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.

Ela casou com um homem rico.

Senin zengin bir adamla evlendiğini duyuyorum.

- Ouvi dizer que você se casou com um homem rico.
- Eu ouvi dizer que você se casou com um homem rico.

Onun yaşlı adamla evlenmekten başka seçeneği yoktu.

Ela não teve escolha, além de se casar com o homem velho.

Onun yaşam amacı zengin bir adamla evlenmektir.

Seu objetivo de vida é casar-se com um homem rico.

Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.

Para ele era tortura ver sua namorada com outro homem.

- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.

Conheci um homem alto chamado Ken.

Herkes onun, o adamla parası için evlendiğini biliyor.

Todos sabem que ela casou com ela por seu dinheiro.

Ben Tom Jackson adında Kanadalı bir adamla tanıştım.

Eu conheci um canadense chamado Tom Jackson.

Tom Mary'nin başka bir adamla bir masada oturduğunu gördü.

Tom viu Maria sentada em uma mesa com outro homem.

Seni orada uzun boylu bir adamla gördüm. Kim o?

Eu o vi lá com um rapaz alto. Quem é ele?

70 yaşındaki bir adamla zorla evlendirilerek bir de hayatı karartılıyor

Ele é forçado a se casar com um homem de 70 anos e sua vida é obscurecida

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

A caminho de casa, Tom conheceu um homem que ele pensava ser americano.

Fadil, Layla'yı yatakta başka bir adamla bulduktan sonra, intihar etti.

Fadil cometeu suicídio depois de encontrar Layla na cama com outro homem.

Bütün hayatı boyunca restoranda hiç yemek yemediğini söyleyen bir adamla tanıştım.

Encontrei um homem já velho que diz que nunca na vida dele ele comeu em nenhum restaurante.

Düşman olarak gördüğü ve düşman olarak tüm dünyaya ilan ettiği adamla yan yana geliyor

Vem lado a lado com o homem que ele vê como inimigo e declarou ao mundo inteiro como inimigo