Translation of "Açıkçası" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Açıkçası" in a sentence and their portuguese translations:

Açıkçası o hatalı.

- É óbvio que ele está errado.
- É óbvio que ele está equivocado.

Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.

Falando francamente, eu não gosto dele.

Tom açıkçası bilmiyor.

Tom obviamente não sabe.

Tom açıkçası korkmuştu.

Tom estava obviamente assustado.

Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.

Para falar a verdade, essa ideia não me agrada.

Açıkçası, ben sizi sevmiyorum.

- Para ser franco, não gosto de ti.
- Para ser franco, não gosto de si.

Açıkçası, senin görüşünü sevmiyorum.

Francamente, não gosto da sua ideia.

Tom açıkçası çok sinirli.

Tom obviamente está muito nervoso.

Tom açıkçası çok kızgın.

O Tom, obviamente, está com muita raiva.

Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.

Para falar a verdade, eu não fiz a minha lição de casa.

Açıkçası, bir sorun var.

Está claro que há um problema.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

Estritamente falando, a Terra não é redonda.

Açıkçası, bu karara tamamen katılmıyorum.

Apenas para registrar, eu discordo totalmente com essa decisão.

Açıkçası, ben senin düşünceni beğenmiyorum.

Francamente, não gosto da sua ideia.

Açıkçası bunun hakkında mutlu değiller.

É claro que eles não ficaram contentes com aquilo.

Tom Açıkçası hâlâ çok kızgın.

Tom obviamente ainda está muito zangado.

Tom açıkçası hâlâ çok zayıf.

Tom obviamente ainda é muito fraco.

Açıkçası başka bir yol yoktu.

Obviamente, não havia outro jeito.

- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.

Claramente você está errado.

Açıkçası Tom, olabilecekler konusunda endişeliydi.

Tom estava obviamente preocupado com o que poderia acontecer.

Ben açıkçası hayal kırıklığına uğradım.

Estou obviamente desapontado.

Açıkçası, ben onu inanılması zor buluyorum.

Para ser sincero, acho isso difícil de se acreditar.

- Açıkçası, bu bir hata.
- Bu, açıkçası, bir hata.
- Açık konuşmak gerekirse, bu bir hata.

Isso é, estritamente falando, um erro.

Açıkçası, bazı konularda hemfikir olduk, bazılarında olamadık.

Na verdade, estávamos de acordo nuns e noutros não.

Yani bizim rahatsız olduğumuzdan dolayı değil açıkçası

Então, francamente, não porque estamos desconfortáveis,

Açıkçası sen araba sürmeyecek kadar çok sarhoşsun.

Você está obviamente bêbado demais para dirigir.

Televizyon izlerken ödevini yapmak, bu açıkçası yanlış.

Fazer seu dever de casa enquanto assiste televisão é obviamente errado.

- Açıkçası o hatalıdır.
- Dürüstçe konuşmak gerekirse, o hatalıdır.

Falando francamente, ele está errado.

- Anlaşılan, yarın yağmur yağacak.
- Açıkçası, yarın yağmur yağacak.

- É óbvio que vai chover amanhã.
- É claro que vai chover amanhã.

Açıkçası, o istediği her şeyi para ile yapabilir.

Obviamente, ele pode fazer o que quiser com o dinheiro dele.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.

É claro que eu concordo que você deva avançar na vida através de seus próprios esforços.

Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

É claro que isso não pode ser feito por apenas uma pessoa. E é por isso que o Tatoeba é colaborativo.

Açıkçası Tom onun pahalı çay fincanlarından birini kırdığını Mary'nin fark etmemesini umut ediyor.

O Tom, claramente, espera que a Mary não note que ele quebrou uma de suas caras xícaras de chá.